#smrgSAHAF Trakya Bölgesinin Tasavvufi Halk Müziği ( Notalarıyla ): Nefesler - Semahlar - 2002
Bektaşîlik ve Bektaşî Müziği konusunda Trakya Bölgesi'ni seçmemizin birinci sebebi, Tasavvufi Halk Müziği'nin temelini teşkil eden nefeslerin ve semahların Trakya'daki Bektaşî meydanlarında yaşamasıdır. Bu bölgede Vahit Dede namıyla tanınan Vahit Lütfi Salcı da Cumhuriyet'in ilk yıllarında yayımladığı birkaç eserde zaten bu konuya dikkat çekmiştir. İkinci sebep ise 1979 yılından 1985 yılına kadar Kırklareli'nde İngilizce öğretmenliği yaptığım dönemde, Trakya Bölgesi'nde Anadolu'daki örneklerden farklı bir Tasavvufî Halk Müziği'nin varlığını tespit etmemizdir. Öyle ki, Trakya Bölgesi Bektaşîlerinde, kurbanlık hayvanlara abdest aldırıldığı "kurban tekbirlemesi" pratiği gibi dünyada eşi ve benzeri görülmemiş âdetler müzikle içiçe olarak halen yaşatılmaktadır.
Trakya'nın çeşitli yörelerinde yaptığımız derleme çalışmalarının ortaya çıkardığı bir başka husus tasavvufî halk edebiyatı ve müziği ürünlerinin sadece Anadolu ile sınırlı olmadığıdır. Çünkü Alevilik - Bektaşîlik ve Nevruz ilişkisinin Türklere has bir gelenek olarak Trakya Bektaşîleri arasında yıllardan beri görkemli bir şekilde kutlanmakta olduğu yaptığımız bu çalışmalarla belgelenmektedir.
Bu çalışmanın amacı, 1940'lı yıllarda folklorcu Vahit Lütfi Salcı'nın ilk defa varlığına dikkat çektiği Trakya Bölgesi'ndeki tasavvufî halk edebiyatı ve halk müziğini derlemek, günümüz tekniğiyle ezgilerin notalarını yazmak, müzik ve şiir ilişkisini, dil özelliklerini tespit etmek ve tasnif ederek sunmaktır.
Geçmişten günümüze nefeslerin müzik eşliğinde, büyük bir coşku ile icra edildiğini görmek ve bunları tespit etmek her ne kadar meşekkatli olsa da çok ilgi çekici ve zevkli bir iş olmuştur. Bu çaba 2000 yılında Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü TDE Halk Bilimi (Folklor) Ana Bilim Dalı'na "Trakya Bölgesi Tasavvufî Halk Müziğinde Beste - Güfte İlişkisi" başlıklı doktora tezi olarak sunulmuş ve kabul edilmiştir. Bu alanda yetişmemizi sağlayan ve bu çalışmanın oluşmasında beni yönlendiren çok değerli hocam Prof. Dr. Fikret TÜRKMEN'e sonsuz şükranlarımı sunarım. (Önsözden)
Bektaşîlik ve Bektaşî Müziği konusunda Trakya Bölgesi'ni seçmemizin birinci sebebi, Tasavvufi Halk Müziği'nin temelini teşkil eden nefeslerin ve semahların Trakya'daki Bektaşî meydanlarında yaşamasıdır. Bu bölgede Vahit Dede namıyla tanınan Vahit Lütfi Salcı da Cumhuriyet'in ilk yıllarında yayımladığı birkaç eserde zaten bu konuya dikkat çekmiştir. İkinci sebep ise 1979 yılından 1985 yılına kadar Kırklareli'nde İngilizce öğretmenliği yaptığım dönemde, Trakya Bölgesi'nde Anadolu'daki örneklerden farklı bir Tasavvufî Halk Müziği'nin varlığını tespit etmemizdir. Öyle ki, Trakya Bölgesi Bektaşîlerinde, kurbanlık hayvanlara abdest aldırıldığı "kurban tekbirlemesi" pratiği gibi dünyada eşi ve benzeri görülmemiş âdetler müzikle içiçe olarak halen yaşatılmaktadır.
Trakya'nın çeşitli yörelerinde yaptığımız derleme çalışmalarının ortaya çıkardığı bir başka husus tasavvufî halk edebiyatı ve müziği ürünlerinin sadece Anadolu ile sınırlı olmadığıdır. Çünkü Alevilik - Bektaşîlik ve Nevruz ilişkisinin Türklere has bir gelenek olarak Trakya Bektaşîleri arasında yıllardan beri görkemli bir şekilde kutlanmakta olduğu yaptığımız bu çalışmalarla belgelenmektedir.
Bu çalışmanın amacı, 1940'lı yıllarda folklorcu Vahit Lütfi Salcı'nın ilk defa varlığına dikkat çektiği Trakya Bölgesi'ndeki tasavvufî halk edebiyatı ve halk müziğini derlemek, günümüz tekniğiyle ezgilerin notalarını yazmak, müzik ve şiir ilişkisini, dil özelliklerini tespit etmek ve tasnif ederek sunmaktır.
Geçmişten günümüze nefeslerin müzik eşliğinde, büyük bir coşku ile icra edildiğini görmek ve bunları tespit etmek her ne kadar meşekkatli olsa da çok ilgi çekici ve zevkli bir iş olmuştur. Bu çaba 2000 yılında Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü TDE Halk Bilimi (Folklor) Ana Bilim Dalı'na "Trakya Bölgesi Tasavvufî Halk Müziğinde Beste - Güfte İlişkisi" başlıklı doktora tezi olarak sunulmuş ve kabul edilmiştir. Bu alanda yetişmemizi sağlayan ve bu çalışmanın oluşmasında beni yönlendiren çok değerli hocam Prof. Dr. Fikret TÜRKMEN'e sonsuz şükranlarımı sunarım. (Önsözden)