Semboller, üzerinde taşıdıkları anlamlar ve yerine getirdikleri işlevlerle toplumun değer yargıları, inanç sistemi, iletişimi ve kültürel yapısı hakkında bilgi verirler. Bu şekilde toplumsal bir mahiyeti bulunan semboller, insanlığın kolektif hafızasında yer alan temel anlamlarıyla da tarih öncesi çağlardan itibaren varlıklarını sürdürmektedirler. İster yerel ve millî ister evrensel olsun tüm semboller, üzerlerinde taşıdıkları anlamları ve etraflarında gelişen kültürel birikimi gelecek nesillere aktarmada rol oynamaktadır. Buna bağlı olarak hazırlanan çalışmanın amacı, insanoğlunun yaşamını sürdürmesinde etkin bir şekilde kullandığı ellerinin tarih öncesi çağlardan itibaren dinlik- büyülük inanış ve uygulamalarda hangi anlamları ve işlevleri ile sembolik bir unsur olarak yer aldığını tespit etmektir.
Çalışmanın Giriş bölümünde el sembolünün incelenmesine yönelik kavramsal çerçeve ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu kısımda sembolün çok anlamlılığı, evrenselliği, işlevleri, tarihselliği/güncelliği, mit-ritüel-sembol ilişkisi elin sembolik olarak incelenmesi amacıyla ele alınan başlıca konulardır. Birinci bölümde insan bedeni ve insan bedeni sembolizmi konusu irdelendikten sonra elin anatomik yapısı ve biyolojik, iletişimsel ve sosyolojik işlevleri üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde öncelikle tarih öncesi çağlarda el izleri, dünya üzerindeki örneklerinden yola çıkılarak analiz edilmeye çalışılmıştır. Daha sonra tek tanrılı dinlerde ele atfedilen kutsallığın örnekleri olarak kutsal kitaplardaki ayetler ve Musevilik, Hristiyanlık, İslâmiyet'te elin sembolik anlam ve işlevleri ile yer aldığı başlıca inanış ve uygulamalar incelenmiştir. Bu bölümde son olarak Türk- İslâm Tasavvuf geleneğinde elin sembolik anlam ve işlevlerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır.