Mondros Mütarekesi'nin ağır şartlarına istinaden gerçekleştirilen İzmir'in işgaliyle Türk yurdu, Yunan'a teslim edilmek istenmiş, Türk'ün Anadolu'daki kapısı aralanarak bin yıllık ecdat yadigârını talan etmenin plânları yapılmıştır. Ancak böylesine bir dayatmanın ve işgalin vatansever Türk evladının kabul edemeyeceği, hesaba katılamamıştır. Bu dayatmalara karşı, vatansever insanlar, Anadolu'nun yolunu tutmuş, orada yakılan Milli Mücadele ateşini körüklemeyi seçmiştir. Mustafa Kemal'in İzmir'in işgalinden hemen sonra Samsun'a geçişi, bu mücadelenin hem gerekliliğini hem de haklılığını ortaya koymuştur. Türk'ün bu haklı mücadelesi, birçok yazarın romanında türün imkânları ölçüsünde kendisine önemli bir yer bulmuştur. Bununla amaç, yapılan katliamların ve tecavüzlerin yanı sıra, fedakâr vatan evlatlarının gösterdiği kahramanlıkları unutturmamaktır. Zira hayatın sıcaklığını ve gerçekliğini ancak romanla yakalamak mümkün olacaktır. Çalışmamızda amaç, Türk'ün bu karanlık döneminde yaşananları, ihanetleri, karşı direnişleri, varlık yokluk mücadelesini, dönem romanlarının sayfaları arasında yakalamaktır.
Çalışmamız bir giriş ile üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde öncelikle Milli Mücadele Dönemi Türk romanının genel çerçevesi çizilmiştir. Öncesinde tarih-roman ilişkisi, tarihî romanın Batı ve Türk edebiyatındaki gelişim serüveni ve işgal yıllarını konu edinen Türk romanlarına kısaca değinilmiştir. İzmir'in resmi işgaline değinildikten sonra, bu konuyu işleyen romanların içeriği hakkında bilgiler verilmiştir.
Birinci bölüm, işgal öncesi ve sonrası gelişmelerin romana yansıyan yönlerini kapsamaktadır. İşgalden önce İzmir'e hâkim olan puslu ve karanlık havanın etkileri, yerli Rumların taşkınlığına, Türklerin sabır ve metanetine dikkat çekilmiştir. İzmir'in işgaliyle birlikte Yunan askerinin taşkınlık ve saldırılarının yanı sıra yerli Rumların yaptığı soygunlar ve yağmalar da bu bölümün konusunu oluşturur. Ancak işgal askerinin ve yerli Rumların yaptıklarından çok, işbirlikçilerin ve taraftarların yaptığı ihanet, roman kahramanlarını derinden yaraladıkları görülmektedir. Yapılanlara tahammül edemeyen vatansever kişilerin direnişi ve Anadolu'ya geçişi romanlarda geniş yer bulurken İzmir'in kurtuluşunun detaylıca yer almadığı görülmektedir. Bunda yaşanan kayıpların ve acıların etkisinin ve çıkarılan İzmir Yangını'nın etkili olduğunu unutmamak gerekir.
İkinci bölüm, karşı faaliyetlerin işlendiği ve Türk'ün şahlanışının belgesidir. İşgalin hemen öncesinde İzmirli vatanseverlerin düzenlediği Maşatlık Mitingi, İstanbul'da İzmir işgaline karşı düzenlenen Fatih, Kadıköy ve Sultanahmet Mitingleri, bölümün önemli başlıklarını teşkil etmektedir. Kurtuluşun ancak örgütlü çalışmalarla gerçekleşebileceğine inanan kişilerin oluşturduğu cemiyetler de bölümde detaylıca işlenmiştir. İzmir'de barınamayacaklarını ve direniş gösteremeyeceklerini anlayan roman kişilerinin meşakkatli ve zorlu bir yolculuğu göze alarak geçekleştirdikleri Anadolu'ya kaçışlar da bu bölümde ele alınmıştır.
Üçüncü bölüm, yabancı ve yerli roman kahramanlarına ayrılmıştır. İşgalle birlikte İzmir'e gelen ve şehrin hayatında önemli yer tutan Yunan, İngiliz ve Fransız askerlerinin yanı sıra yeli roman kahramanları da tanıtılmıştır. Ancak bu yerli roman kişileri, işgale karşı takındıkları tavırlara göre, düşmanla işbirliği yapanlar ve düşmana karşı duranlar olarak sınıflandırılmıştır.
Sonuç kısmı, çalışmanın genel bir değerlendirilmesidir. İşgalin sebep olduğu direnişin nasıl bir destana dönüştüğünün değerlendirildiği bölümde Türk'ün haklı ve gururlu mücadelesi dikkatlere sunulmuştur. Kaynakça kısmında ise eserler, incelenen romanlar ve faydalanılan diğer kaynaklar olmak üzere iki başlıkla gösterilmiştir.
Bu çalışmada, otuz sekiz roman üzerinde durulmuştur. Romanların sadece İzmir'in işgalini anlatmamış olması, çalışmayı zorlu kılan sebeplerdendir. Genellikle romanlar tarihi bilgiler ışında oluşturulan belgesel roman niteliğindedir. Hemen hepsinin kurgusu benzerdir. İzmir işgal edilir, Hasan Tahsin gibi vatansever kişiler bireysel olarak karşı çıkar, Yunan askeri katliamlar ve tecavüzler gerçekleştirir, yapılanlara tanık olmak istemeyen roman kişileri ya önce İstanbul'a, oradan da Anadolu'ya ya da doğrudan Anadolu'ya geçer. Bu meşakkatli ve tehlikeli yolculuktan sonra Anadolu'da direnişe katılırlar. En yakın arkadaşları şehit düşer ve sonunda İzmir kurtulur. Böylece bütün vatanın kurtuluşu sağlanmış olur.
Mondros Mütarekesi'nin ağır şartlarına istinaden gerçekleştirilen İzmir'in işgaliyle Türk yurdu, Yunan'a teslim edilmek istenmiş, Türk'ün Anadolu'daki kapısı aralanarak bin yıllık ecdat yadigârını talan etmenin plânları yapılmıştır. Ancak böylesine bir dayatmanın ve işgalin vatansever Türk evladının kabul edemeyeceği, hesaba katılamamıştır. Bu dayatmalara karşı, vatansever insanlar, Anadolu'nun yolunu tutmuş, orada yakılan Milli Mücadele ateşini körüklemeyi seçmiştir. Mustafa Kemal'in İzmir'in işgalinden hemen sonra Samsun'a geçişi, bu mücadelenin hem gerekliliğini hem de haklılığını ortaya koymuştur. Türk'ün bu haklı mücadelesi, birçok yazarın romanında türün imkânları ölçüsünde kendisine önemli bir yer bulmuştur. Bununla amaç, yapılan katliamların ve tecavüzlerin yanı sıra, fedakâr vatan evlatlarının gösterdiği kahramanlıkları unutturmamaktır. Zira hayatın sıcaklığını ve gerçekliğini ancak romanla yakalamak mümkün olacaktır. Çalışmamızda amaç, Türk'ün bu karanlık döneminde yaşananları, ihanetleri, karşı direnişleri, varlık yokluk mücadelesini, dönem romanlarının sayfaları arasında yakalamaktır.
Çalışmamız bir giriş ile üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde öncelikle Milli Mücadele Dönemi Türk romanının genel çerçevesi çizilmiştir. Öncesinde tarih-roman ilişkisi, tarihî romanın Batı ve Türk edebiyatındaki gelişim serüveni ve işgal yıllarını konu edinen Türk romanlarına kısaca değinilmiştir. İzmir'in resmi işgaline değinildikten sonra, bu konuyu işleyen romanların içeriği hakkında bilgiler verilmiştir.
Birinci bölüm, işgal öncesi ve sonrası gelişmelerin romana yansıyan yönlerini kapsamaktadır. İşgalden önce İzmir'e hâkim olan puslu ve karanlık havanın etkileri, yerli Rumların taşkınlığına, Türklerin sabır ve metanetine dikkat çekilmiştir. İzmir'in işgaliyle birlikte Yunan askerinin taşkınlık ve saldırılarının yanı sıra yerli Rumların yaptığı soygunlar ve yağmalar da bu bölümün konusunu oluşturur. Ancak işgal askerinin ve yerli Rumların yaptıklarından çok, işbirlikçilerin ve taraftarların yaptığı ihanet, roman kahramanlarını derinden yaraladıkları görülmektedir. Yapılanlara tahammül edemeyen vatansever kişilerin direnişi ve Anadolu'ya geçişi romanlarda geniş yer bulurken İzmir'in kurtuluşunun detaylıca yer almadığı görülmektedir. Bunda yaşanan kayıpların ve acıların etkisinin ve çıkarılan İzmir Yangını'nın etkili olduğunu unutmamak gerekir.
İkinci bölüm, karşı faaliyetlerin işlendiği ve Türk'ün şahlanışının belgesidir. İşgalin hemen öncesinde İzmirli vatanseverlerin düzenlediği Maşatlık Mitingi, İstanbul'da İzmir işgaline karşı düzenlenen Fatih, Kadıköy ve Sultanahmet Mitingleri, bölümün önemli başlıklarını teşkil etmektedir. Kurtuluşun ancak örgütlü çalışmalarla gerçekleşebileceğine inanan kişilerin oluşturduğu cemiyetler de bölümde detaylıca işlenmiştir. İzmir'de barınamayacaklarını ve direniş gösteremeyeceklerini anlayan roman kişilerinin meşakkatli ve zorlu bir yolculuğu göze alarak geçekleştirdikleri Anadolu'ya kaçışlar da bu bölümde ele alınmıştır.
Üçüncü bölüm, yabancı ve yerli roman kahramanlarına ayrılmıştır. İşgalle birlikte İzmir'e gelen ve şehrin hayatında önemli yer tutan Yunan, İngiliz ve Fransız askerlerinin yanı sıra yeli roman kahramanları da tanıtılmıştır. Ancak bu yerli roman kişileri, işgale karşı takındıkları tavırlara göre, düşmanla işbirliği yapanlar ve düşmana karşı duranlar olarak sınıflandırılmıştır.
Sonuç kısmı, çalışmanın genel bir değerlendirilmesidir. İşgalin sebep olduğu direnişin nasıl bir destana dönüştüğünün değerlendirildiği bölümde Türk'ün haklı ve gururlu mücadelesi dikkatlere sunulmuştur. Kaynakça kısmında ise eserler, incelenen romanlar ve faydalanılan diğer kaynaklar olmak üzere iki başlıkla gösterilmiştir.
Bu çalışmada, otuz sekiz roman üzerinde durulmuştur. Romanların sadece İzmir'in işgalini anlatmamış olması, çalışmayı zorlu kılan sebeplerdendir. Genellikle romanlar tarihi bilgiler ışında oluşturulan belgesel roman niteliğindedir. Hemen hepsinin kurgusu benzerdir. İzmir işgal edilir, Hasan Tahsin gibi vatansever kişiler bireysel olarak karşı çıkar, Yunan askeri katliamlar ve tecavüzler gerçekleştirir, yapılanlara tanık olmak istemeyen roman kişileri ya önce İstanbul'a, oradan da Anadolu'ya ya da doğrudan Anadolu'ya geçer. Bu meşakkatli ve tehlikeli yolculuktan sonra Anadolu'da direnişe katılırlar. En yakın arkadaşları şehit düşer ve sonunda İzmir kurtulur. Böylece bütün vatanın kurtuluşu sağlanmış olur.