Yurdumuzda Batı anlayışına ve örneğine uygun tiyatro çalışmaları 1839 Tanzimat hareketinin ışığı altında başlamıştır; 1908 yılına kadar süren tiyatro oyunculuğu ve tiyatro yazarlığı genel olarak hemen hemen Tanzimat anlayışının dışına çıkmamıştır; 1961 yılında basılmış olan üçüncü kitaba TANZİMAT TIYATROSU adını verişimiz bu yüzdendir. Abdülmecit, Abdülaziz, Beşinci Murat ve İkinci Abdülhamid'in padişahlıkları sırasında halk iç5n verilen temsillerden başka sarayda padişahlar için - zaman zaman önem verilen, zaman zaman duraklayan - musiki ve tiyatro çalışmaları olmuştur; bu çalışmalar 1962 yılında yayınlanan SARAY TIYATROSU adındaki dördüncü kitabımızda incelendi.
1908 yılında İkinci Meşrutiyet'in ilân edilmesi, uzun bir baskı rejiminden sonra, Türkiye için yeni bir yola giriş demekti. Türk sahne sanatı meşrutiyet ve hürriyet havası içinde yeniden filizlenmeye başlamıştır; o çağda özellikle Türk gençlerinin tiyatro oyunculuğuna ve tiyatro yazarlığına büyük ölçüde ilgilenmeleri bu güzel sanat kolunun yurdumuzda gelişmesi bakımından önemli 'bir başlangıç sayılır. Türk kadını sahnede Türk erkeğinin yanıbaşında yer almadan Türk tiyatrosu gelişip yücelemezdi; bu yoldaki ileri adımlar da Meşrutiyet yıllarında atıldı. Bu o zaman için kavgalı, gürültülü, pek güç bir işti; sonuç Cumhuriyet çağında alındı ama ilk öncüler Meşrutiyet yıllarının fedakâr ve 'kahraman çocuklarıdır. Halkımıza tam Batılı anlamda bir tiyatro kazandırmak ve tiyatro sanatçısı yetiştirmek 'için okul açılması teşebbüsü de Meşrutiyet yıllarındadır. Özet olarak şunu söyleyelim: O çağda sahne hayatına atılmış olan Türk gençlerini, binbir çeşit güçlüğe göğüs gerere,k Türk sanatını yüceltme yolunda harcandıkları için, sanat fedaileri olarak saygı ile anmak gerekir; içlerinde büyük tahammül ve başarı göstererek kendilerini kendi gayretleriyle yetiştirmiş olanlar da vardır; bunlar Cumhuriyet çağındaki gelişmenin kolaylaşmasına denilebilir ki temel olmuşlardır.
Türk Tiyatrosu Tarihi adı altında yazdığımız serinin beşinci kitabında İkinci Meşrutiyet'ten Cumhuriyet yönetimine kavuşmasına kadar geçen on beş yıllık süre içindeki tiyatro oyunculuğunu, tiyatro yazarlığını inceledik. (Önsözden)
Yurdumuzda Batı anlayışına ve örneğine uygun tiyatro çalışmaları 1839 Tanzimat hareketinin ışığı altında başlamıştır; 1908 yılına kadar süren tiyatro oyunculuğu ve tiyatro yazarlığı genel olarak hemen hemen Tanzimat anlayışının dışına çıkmamıştır; 1961 yılında basılmış olan üçüncü kitaba TANZİMAT TIYATROSU adını verişimiz bu yüzdendir. Abdülmecit, Abdülaziz, Beşinci Murat ve İkinci Abdülhamid'in padişahlıkları sırasında halk iç5n verilen temsillerden başka sarayda padişahlar için - zaman zaman önem verilen, zaman zaman duraklayan - musiki ve tiyatro çalışmaları olmuştur; bu çalışmalar 1962 yılında yayınlanan SARAY TIYATROSU adındaki dördüncü kitabımızda incelendi.
1908 yılında İkinci Meşrutiyet'in ilân edilmesi, uzun bir baskı rejiminden sonra, Türkiye için yeni bir yola giriş demekti. Türk sahne sanatı meşrutiyet ve hürriyet havası içinde yeniden filizlenmeye başlamıştır; o çağda özellikle Türk gençlerinin tiyatro oyunculuğuna ve tiyatro yazarlığına büyük ölçüde ilgilenmeleri bu güzel sanat kolunun yurdumuzda gelişmesi bakımından önemli 'bir başlangıç sayılır. Türk kadını sahnede Türk erkeğinin yanıbaşında yer almadan Türk tiyatrosu gelişip yücelemezdi; bu yoldaki ileri adımlar da Meşrutiyet yıllarında atıldı. Bu o zaman için kavgalı, gürültülü, pek güç bir işti; sonuç Cumhuriyet çağında alındı ama ilk öncüler Meşrutiyet yıllarının fedakâr ve 'kahraman çocuklarıdır. Halkımıza tam Batılı anlamda bir tiyatro kazandırmak ve tiyatro sanatçısı yetiştirmek 'için okul açılması teşebbüsü de Meşrutiyet yıllarındadır. Özet olarak şunu söyleyelim: O çağda sahne hayatına atılmış olan Türk gençlerini, binbir çeşit güçlüğe göğüs gerere,k Türk sanatını yüceltme yolunda harcandıkları için, sanat fedaileri olarak saygı ile anmak gerekir; içlerinde büyük tahammül ve başarı göstererek kendilerini kendi gayretleriyle yetiştirmiş olanlar da vardır; bunlar Cumhuriyet çağındaki gelişmenin kolaylaşmasına denilebilir ki temel olmuşlardır.
Türk Tiyatrosu Tarihi adı altında yazdığımız serinin beşinci kitabında İkinci Meşrutiyet'ten Cumhuriyet yönetimine kavuşmasına kadar geçen on beş yıllık süre içindeki tiyatro oyunculuğunu, tiyatro yazarlığını inceledik. (Önsözden)