Geoffrey L. Lewis
Tasfiyecilik öyle bir kültür katliamıdır ki tarihte ancak en hafifinden dördüncü asırda Hıristiyanlar tarafından İskenderiye Kütüphanesinin on dördüncü asırda Moğollar tarafından Bağdat Kütüphanesinin yakılmasıyla mukayese edilebilir. Ne yazık ki Türkiye Cumhuriyetinde belli bir zümre Osmanlı ve Osmanlının yarattığı kültürümüzün düşmanıdır ve bu kültür katliamı adeta insan zekasıyla dalga geçercesine çağdaşlık ve Atatürkçülük adına yapılmaktadır.
Çünkü Yeni Lisan hareketi bir devlet projesi değildi. Dünyanın bütün kültürlerinde lisan nasıl edipler şairler filozoflar başta olmak üzere halkın eliyle tabii akışı içinde gelişiyorsa Yeni Lisan hareketi de lisanın tabii gelişme çizgisinin bir safhasıydı ve devamıydı. Bu gelişme edipler şairler eliyle ve halkın ihtiyaçlarına göre tabii istikametinde yoluna devam etmekteyken insanlık tarihinde hiç görülmemiş ve muhtemelen bir daha hiç görülmeyecek bir şey oldu hasbelkader devleti temsil eden bir takım güçler tarafından yolu kesildi lisanın tabii gelişmesi durduruldu. Yolu kesen bir toplum mühendisliği projesi idi. Bu proje lisanıyla musikisiyle kültürüyle yepyeni bir cemiyet yaratma projesiydi. 1939 senesinden itibaren tatbikata konulan bu proje Türkçeyi milletin malı olmaktan çıkardı devletleştirdi bir devlet teşekkülü haline getirdi ve bürokrasinin insafına terk etti. Devlet artık devletin malı haline getirilmiş teşekkül üzerinde her türlü tasarruf yapma hakkına sahipti ve yaptı da
Geoffrey L. Lewis
Tasfiyecilik öyle bir kültür katliamıdır ki tarihte ancak en hafifinden dördüncü asırda Hıristiyanlar tarafından İskenderiye Kütüphanesinin on dördüncü asırda Moğollar tarafından Bağdat Kütüphanesinin yakılmasıyla mukayese edilebilir. Ne yazık ki Türkiye Cumhuriyetinde belli bir zümre Osmanlı ve Osmanlının yarattığı kültürümüzün düşmanıdır ve bu kültür katliamı adeta insan zekasıyla dalga geçercesine çağdaşlık ve Atatürkçülük adına yapılmaktadır.
Çünkü Yeni Lisan hareketi bir devlet projesi değildi. Dünyanın bütün kültürlerinde lisan nasıl edipler şairler filozoflar başta olmak üzere halkın eliyle tabii akışı içinde gelişiyorsa Yeni Lisan hareketi de lisanın tabii gelişme çizgisinin bir safhasıydı ve devamıydı. Bu gelişme edipler şairler eliyle ve halkın ihtiyaçlarına göre tabii istikametinde yoluna devam etmekteyken insanlık tarihinde hiç görülmemiş ve muhtemelen bir daha hiç görülmeyecek bir şey oldu hasbelkader devleti temsil eden bir takım güçler tarafından yolu kesildi lisanın tabii gelişmesi durduruldu. Yolu kesen bir toplum mühendisliği projesi idi. Bu proje lisanıyla musikisiyle kültürüyle yepyeni bir cemiyet yaratma projesiydi. 1939 senesinden itibaren tatbikata konulan bu proje Türkçeyi milletin malı olmaktan çıkardı devletleştirdi bir devlet teşekkülü haline getirdi ve bürokrasinin insafına terk etti. Devlet artık devletin malı haline getirilmiş teşekkül üzerinde her türlü tasarruf yapma hakkına sahipti ve yaptı da