"ama sizin mektuplarınız o kadar tatlı ki neredeyse kâğıdını bile yiyeceğim geliyor. Bu neden böyledir biliyor musunuz? Çünkü biz birbirimizi seviyoruz ve sevdiğimiz insanın mektubunu da severiz. Bir de siz düşündüğünüzü yazmasını iyi bitiyorsunuz ve ufak bir şeyi bile o kadar güzel anlatıyorsunuz ki, okuyanın gözüne de büyüyor, hoşa gidiyor."
Mektupların muhteviyatına gelince; bu bakımdan okuyucuyu onlarla baş başa bırakırız, yalnız şu kadarına işaret edelim ki, bunlarda Mikes'in zamanında geçmiş birçok vakalara dair bilgi edinmek istememiz beyhudedir. Buna rağmen Tekirdağ mültecilerinin hayatını bize en yakından tanıtan yine o olmuştur. Onun verdiği, ruhundaki havaya göre değişiklikler gösteren tablolar sayesindedir ki, sürgün Macarların iç âlemlerini iyice görebiliyoruz. (Önsöz'den)
"ama sizin mektuplarınız o kadar tatlı ki neredeyse kâğıdını bile yiyeceğim geliyor. Bu neden böyledir biliyor musunuz? Çünkü biz birbirimizi seviyoruz ve sevdiğimiz insanın mektubunu da severiz. Bir de siz düşündüğünüzü yazmasını iyi bitiyorsunuz ve ufak bir şeyi bile o kadar güzel anlatıyorsunuz ki, okuyanın gözüne de büyüyor, hoşa gidiyor."
Mektupların muhteviyatına gelince; bu bakımdan okuyucuyu onlarla baş başa bırakırız, yalnız şu kadarına işaret edelim ki, bunlarda Mikes'in zamanında geçmiş birçok vakalara dair bilgi edinmek istememiz beyhudedir. Buna rağmen Tekirdağ mültecilerinin hayatını bize en yakından tanıtan yine o olmuştur. Onun verdiği, ruhundaki havaya göre değişiklikler gösteren tablolar sayesindedir ki, sürgün Macarların iç âlemlerini iyice görebiliyoruz. (Önsöz'den)