Plan önerileri, değerlendirme ve raporlardan oluşan ve çok sayıda fotoğraf, çizim ve planla desteklenen bu kapsamlı çalışmalarda; İstanbul, İzmir, Gaziantep, Safranbolu, Kastamonu ve İznik kentleri ele alınıyor. Ancak kentlerin her birinin kendilerine has özelliklerinin yanı sıra, Türkiye'nin bütünü için geçerli belli ortak özellik ve sorunlara sahip oldukları da görülüyor.
Her bölümde önce söz konusu kentin tarihi ve mimari yapısının özellikleri ortaya koyuluyor, ardından da bu özelliklerin korunmasıyla ilgili değerlendirmelere geçiliyor. Kentlerin tarihsel yapısı, bu yapının işlevsel bölünmesi, ulaşım ve yol dokusu, anıtların dağılımı, siluet değerleri, yeşil alanlar, manzara noktaları, sit alanları, tarihi yapının korunmuş özellikleri gibi konular incelenerek tartışma ve önerilere bir arka plan oluşturulduktan sonra korumanın yöntemi ve uygulamasıyla ilgili ayrıntılar ele alınıyor.
İstanbul'un Suriçi'nden İzmir'in Kadifekalesi'ne, İznik'in tarihsel dokusundan Safranbolu evlerine uzanan bir alanda ortaya koyulan bu tespit ve önerilerin yer aldığı metinler, bugün artık başlı başına bir tarihsel belge niteliği de taşıyor. Bu niteliğiyle kitap o yıllardan bugüne kent dokularında nelerin değişip nelerin değişmediğini ve söz konusu koruma önerilerinin ne ölçüde değerlendirildiğini izleme açısından da önem taşıyor.
Plan önerileri, değerlendirme ve raporlardan oluşan ve çok sayıda fotoğraf, çizim ve planla desteklenen bu kapsamlı çalışmalarda; İstanbul, İzmir, Gaziantep, Safranbolu, Kastamonu ve İznik kentleri ele alınıyor. Ancak kentlerin her birinin kendilerine has özelliklerinin yanı sıra, Türkiye'nin bütünü için geçerli belli ortak özellik ve sorunlara sahip oldukları da görülüyor.
Her bölümde önce söz konusu kentin tarihi ve mimari yapısının özellikleri ortaya koyuluyor, ardından da bu özelliklerin korunmasıyla ilgili değerlendirmelere geçiliyor. Kentlerin tarihsel yapısı, bu yapının işlevsel bölünmesi, ulaşım ve yol dokusu, anıtların dağılımı, siluet değerleri, yeşil alanlar, manzara noktaları, sit alanları, tarihi yapının korunmuş özellikleri gibi konular incelenerek tartışma ve önerilere bir arka plan oluşturulduktan sonra korumanın yöntemi ve uygulamasıyla ilgili ayrıntılar ele alınıyor.
İstanbul'un Suriçi'nden İzmir'in Kadifekalesi'ne, İznik'in tarihsel dokusundan Safranbolu evlerine uzanan bir alanda ortaya koyulan bu tespit ve önerilerin yer aldığı metinler, bugün artık başlı başına bir tarihsel belge niteliği de taşıyor. Bu niteliğiyle kitap o yıllardan bugüne kent dokularında nelerin değişip nelerin değişmediğini ve söz konusu koruma önerilerinin ne ölçüde değerlendirildiğini izleme açısından da önem taşıyor.