#smrgKİTABEVİ Türkiye'nin Birliği - 2013

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6055224363
Kargoya Teslim Süresi:
3&8
Stok Kodu:
1199044594
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
561 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199044594
430591
Türkiye'nin Birliği -        2013
Türkiye'nin Birliği - 2013 #smrgKİTABEVİ
0.00
Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, biranayasa ilkesi olarak çeyrek yüzyılı aşkın bir süre boyunca Türk Devleti'ninbölünmeden ve dağılmadan bugünlere gelmesini sağlayan önemli birhukuk ilkesidir. Bu ilke Türkiye'nin birliğini ifade etmekte ve devletin milletve ülke ile olan bütünlüğünü uluslararası hukuk doğrultusunda korumaktadır. Bütün canlı organizmalar, bir saldırı durumunda sahipoldukları içgüdüsel refleksleri ile nasıl kendilerini koruma hakkına sahiplerse, devletler de birer siyasal ya da hukuksal organizmalar olarak benzeri haklara sahip bulunmaktadırlar. Devletler de herhangi bir saldırı ya da iç karışıklık durumlarında bölünmemek ve geçmişten gelen birlik ve bütünlüğünü koruyarak geleceğe dönük varlığını sürdürebilmek için, sahip oldukları ulusal reflekslerini devreye sokarak, kendilerini korumak doğrultusunda ellerinden gelen çabayı gösterebilmektedirler.

Batı dünyasının önde gelen emperyalist devletlerine karşı bir ulusal kurtuluş savaşı verilerek kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti, ülke ve milletin sahipolduğu özellikler dikkate alınarak ve ülkenin jeopolitik konumudoğrultusunda gerçekçi adımlar atılarak, merkezi ve üniter bir ulus devletolarak tarih sahnesine çıkmıştır. Yirminci yüzyılın başlarında kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti ulus devleti, yaklaşık bir asır sonra merkezi coğrafyaya yönelen bazı emperyalist plan ve programlar doğrultusunda değişim görünümü altında köklü bir dönüşüme uğratılmak istenmekte,ulus devletin kimliğini belirten Türklük olgusu bütünüyle ortadan kaldırılmaya çalışılırken, merkezi ve üniter yapı ise tümüyle tasfiye edilmeye çalışılmaktadır.

Belirli bölgelerde yaşamakta olan insan topluluklarının etnik, dinsel ve kültürel kökenlere göre birbirlerinden ayrıştırılmasına çalışılmakta ve daha küçük topluluklara geniş yetkili yerel yönetimlerin çatısı altında eyalet devletleri uygun görülmektedir. Böylece, on bin yıllık Türk tarihi görmezden gelinirken, aynı zamanda yüz yıla yaklaşan Türkiye Cumhuriyeti'nin de geçici bir devlet olduğu öne sürülmektedir.

Emperyalistler ve onların yerli işbirlikçileri, Türk ulusunun bir kazanımı olantam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğine kast ederlerken, Türk halkına hiç sormadan hareket etmekte ve uzaktan kumandalı bir emperyaldüzen altında bütün merkezi alanı bir bölgesel federasyon çatısı altında hegemonya ve baskı düzenine doğru yönlendirmeye çalışmaktadırlar.

Dışarıdan kumandalı olarak oynanmakta olan bu siyasal oyunu izleyen Türkulusu, daha son sözünü söylememiştir. Atalarını bağımsız bir Türk devletikurmak uğruna şehit veren Türk ulusunun, onlardan kendisine miras kalan anavatanını sonuna kadar koruyacağı ve en az batının önde gelen ulusdevletleri gibi, her türlü saldırıya karşı ulusal bir refleks ile sahip olduğu kazanılmış haklarını savunacağı açıktır.

Bu kitap, bir anayasa ilkesi doğrultusunda hazırlanmış ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin ülkesi vemilletiyle bölünmez bir bütün olduğunu bugünün genç kuşaklarına anlatmak üzere kaleme alınmıştır. Türkiye'nin birliği geçici değil ama kalıcıbir temel yapıdır. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kaldıkça,Türkiye'nin birliği de devam edecektir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, biranayasa ilkesi olarak çeyrek yüzyılı aşkın bir süre boyunca Türk Devleti'ninbölünmeden ve dağılmadan bugünlere gelmesini sağlayan önemli birhukuk ilkesidir. Bu ilke Türkiye'nin birliğini ifade etmekte ve devletin milletve ülke ile olan bütünlüğünü uluslararası hukuk doğrultusunda korumaktadır. Bütün canlı organizmalar, bir saldırı durumunda sahipoldukları içgüdüsel refleksleri ile nasıl kendilerini koruma hakkına sahiplerse, devletler de birer siyasal ya da hukuksal organizmalar olarak benzeri haklara sahip bulunmaktadırlar. Devletler de herhangi bir saldırı ya da iç karışıklık durumlarında bölünmemek ve geçmişten gelen birlik ve bütünlüğünü koruyarak geleceğe dönük varlığını sürdürebilmek için, sahip oldukları ulusal reflekslerini devreye sokarak, kendilerini korumak doğrultusunda ellerinden gelen çabayı gösterebilmektedirler.

Batı dünyasının önde gelen emperyalist devletlerine karşı bir ulusal kurtuluş savaşı verilerek kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti, ülke ve milletin sahipolduğu özellikler dikkate alınarak ve ülkenin jeopolitik konumudoğrultusunda gerçekçi adımlar atılarak, merkezi ve üniter bir ulus devletolarak tarih sahnesine çıkmıştır. Yirminci yüzyılın başlarında kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti ulus devleti, yaklaşık bir asır sonra merkezi coğrafyaya yönelen bazı emperyalist plan ve programlar doğrultusunda değişim görünümü altında köklü bir dönüşüme uğratılmak istenmekte,ulus devletin kimliğini belirten Türklük olgusu bütünüyle ortadan kaldırılmaya çalışılırken, merkezi ve üniter yapı ise tümüyle tasfiye edilmeye çalışılmaktadır.

Belirli bölgelerde yaşamakta olan insan topluluklarının etnik, dinsel ve kültürel kökenlere göre birbirlerinden ayrıştırılmasına çalışılmakta ve daha küçük topluluklara geniş yetkili yerel yönetimlerin çatısı altında eyalet devletleri uygun görülmektedir. Böylece, on bin yıllık Türk tarihi görmezden gelinirken, aynı zamanda yüz yıla yaklaşan Türkiye Cumhuriyeti'nin de geçici bir devlet olduğu öne sürülmektedir.

Emperyalistler ve onların yerli işbirlikçileri, Türk ulusunun bir kazanımı olantam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğine kast ederlerken, Türk halkına hiç sormadan hareket etmekte ve uzaktan kumandalı bir emperyaldüzen altında bütün merkezi alanı bir bölgesel federasyon çatısı altında hegemonya ve baskı düzenine doğru yönlendirmeye çalışmaktadırlar.

Dışarıdan kumandalı olarak oynanmakta olan bu siyasal oyunu izleyen Türkulusu, daha son sözünü söylememiştir. Atalarını bağımsız bir Türk devletikurmak uğruna şehit veren Türk ulusunun, onlardan kendisine miras kalan anavatanını sonuna kadar koruyacağı ve en az batının önde gelen ulusdevletleri gibi, her türlü saldırıya karşı ulusal bir refleks ile sahip olduğu kazanılmış haklarını savunacağı açıktır.

Bu kitap, bir anayasa ilkesi doğrultusunda hazırlanmış ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin ülkesi vemilletiyle bölünmez bir bütün olduğunu bugünün genç kuşaklarına anlatmak üzere kaleme alınmıştır. Türkiye'nin birliği geçici değil ama kalıcıbir temel yapıdır. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kaldıkça,Türkiye'nin birliği de devam edecektir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat