#smrgKİTABEVİ Türklüğü Ölçmek: Bilimkurgusal Antropoloji ve Türk Milliyetçiliğinin Irkçı Çehresi, 1925 - 1939 - 2016

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Yaylacık Matbaası
Dizi Adı:
Metis Tarih Toplum Felsefe
ISBN-10:
9789753425186
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199062112
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
209 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2016
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
indirimli
134,90
Havale/EFT ile: 130,85
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199062112
448056
Türklüğü Ölçmek: Bilimkurgusal Antropoloji ve Türk Milliyetçiliğinin Irkçı Çehresi, 1925 - 1939 -        2016
Türklüğü Ölçmek: Bilimkurgusal Antropoloji ve Türk Milliyetçiliğinin Irkçı Çehresi, 1925 - 1939 - 2016 #smrgKİTABEVİ
134.90
Burada “ölçme” ile kastedilen, pozitivist bilimin 20. yüzyıl başındaki prestijinden yararlanarak insan kafatasının, kemiklerinin, alın açıklığının ve benzeri beden parçalarının ölçülmesi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarında bu bilimkurgusal antropolojinin “bilimselliğine” dayanarak “ırkın” bir gerçek sayılması, gerçekmişcesine kullanılmasıdır. Hiç bir insanın ayağına tam gelmeyen, masal kahramanlarına yaraşır, camdan bir ayakkabıdır bu tasarı. Ama bu debdebeli fantastik ayakkabı (ölçü) bir işe yaramıştır: Batı ile onun terimleriyle aşık atabilmek, Batı karşısında “ezeli ve ebedi bir millet” olarak rüştünü kanıtlamak, içerde ise birilerini aşağılamak, etnik ve dilsel çeşitliliği homojen bir kalıba dökmek... Bu ölçme tutkusunun giderek kimin daha Türk, ya da kimin daha vatansever olduğu yargılarına vardığını biliyoruz.

Nazan Maksudyan, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşnun “vatandaşlık” temelinde olduğu iddiasının sadece kağıt üzerinde kaldığını, çünkü ırkçılığın Türk milliyetçiliğine sonradan dahil olmuş, onu bozunduran bir sapma ya da istisna olmadığını, tersine, Türk milliyetçiliğinde daha en baştan güçlü ırkçı tonlar bulunduğunu düşünüyor. İncelemesine konu aldığı Türk Antropoloji Mecmuası'nın devlet destekli bir girişim olarak bunun özel bir örneği ve kanıtı olduğunu gösteriyor. (Arka kapaktan)

Burada “ölçme” ile kastedilen, pozitivist bilimin 20. yüzyıl başındaki prestijinden yararlanarak insan kafatasının, kemiklerinin, alın açıklığının ve benzeri beden parçalarının ölçülmesi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarında bu bilimkurgusal antropolojinin “bilimselliğine” dayanarak “ırkın” bir gerçek sayılması, gerçekmişcesine kullanılmasıdır. Hiç bir insanın ayağına tam gelmeyen, masal kahramanlarına yaraşır, camdan bir ayakkabıdır bu tasarı. Ama bu debdebeli fantastik ayakkabı (ölçü) bir işe yaramıştır: Batı ile onun terimleriyle aşık atabilmek, Batı karşısında “ezeli ve ebedi bir millet” olarak rüştünü kanıtlamak, içerde ise birilerini aşağılamak, etnik ve dilsel çeşitliliği homojen bir kalıba dökmek... Bu ölçme tutkusunun giderek kimin daha Türk, ya da kimin daha vatansever olduğu yargılarına vardığını biliyoruz.

Nazan Maksudyan, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşnun “vatandaşlık” temelinde olduğu iddiasının sadece kağıt üzerinde kaldığını, çünkü ırkçılığın Türk milliyetçiliğine sonradan dahil olmuş, onu bozunduran bir sapma ya da istisna olmadığını, tersine, Türk milliyetçiliğinde daha en baştan güçlü ırkçı tonlar bulunduğunu düşünüyor. İncelemesine konu aldığı Türk Antropoloji Mecmuası'nın devlet destekli bir girişim olarak bunun özel bir örneği ve kanıtı olduğunu gösteriyor. (Arka kapaktan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat