#smrgSAHAF Üçgendeki Tezgâh -

Stok Kodu:
1199023361
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
208 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1993
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199023361
409457
Üçgendeki Tezgâh -
Üçgendeki Tezgâh - #smrgSAHAF
0.00
İyi eğitim görmüş bir Jandarma Subayı idi. İnandığı Milliyetçi-Irkçı dünya görüşünü üniforması üzerindeyken bile savunmaktan çekinmiyordu. Görev yaptığı bölgelerde halka, emri altındaki askerlerine, hatta üstlerine karşı bile şiddet kullanmaktan çekinmiyordu. Hakkında defalarca soruşturma açılmış, hatta bir Meclis Araştırma Komisyonuna bile konu olmuştu. 12 Eylül sonrasında Silahlı Kuvvetler ülkeyi içinde düştüğü iç savaş durumundan kurtarmışlardı. Ancak bir kaç yıl geçmeden bölücü terör ortaya çıkmış, dış desteğe kavuşmuştu. Görev yine onu bekliyordu. Teröristine yöntemlerini teröriste karşı kullanabilecek, bölgeyi ve ilişkileri iyi bilen kişilerden oluşturduğu timlerin başında teröriste karşı savamaya başladı. Komutanları ile arası gayet iyiyidi. Hiç kimse yaptığına karışmıyor, o da üstlerinden fazla bir şey istemiyordu. Oluşturduğu timlerde itirafçıları da kullanıyordu, askerleri de. Kirli bazı ilişkilere bulaşmıştı. Ama üstesinden gelebilirdi... İzin vermediler... Jandarma Genel Komutanı ile arası açılmaya başladı. Kısa bir süre sonra Komutan hala sırlardan ve soru işaretlerinden kurtulamamış bir şekilde öldürüldü. O'da görevinden, askerlikten istifa etti. Bir yandan takma isimlerle kitap yazarak kamuoyunu bölücü teröre karşı yönlendirirken, diğer yandan da Türk solunun köklü gruplarından birine konuşmaya, Güneydoğu'da bazı grupların kendi çıkarlarına neler yapmakta olduğunu anlatmaya başladı. Bu arada anlattıklarından dolayı yargılanıyordu. Ankara'daki bir duruşmasına geldiği gün kayıplara karıştı. Bir kaç gün sonra önce sevgilisi olduğu söylenen Suriye uyruklu bir itirafçı kadının, sonra yardımcısı olduğu bilinen bir başka itirafçının; en sonunda da O'nun cesedi Ankara yakınlarında bulundu. İşkence edilmiş, elleri arkalarından bağlanmış ve kafalarına sıkılan kurşunlarla öldürülmüşlerdi. Cesetleri sanki birilerine bir mesaj vermek ister gibi yazdığı kitaplarından birinin adında olduğu gibi bırakılmıştı. Üç farklı noktada. Üçgende bir tezgah vardı ve kimse bu tezgahı çözemiyordu.

Jandarma Genel Komutanlığındaki görevinden 1993'de istifa eden Binbaşı Ahmet Cem Ersever, Güneydoğu'da yaşanan olaylara, Kürt Sorunu, PKK, Talabani ve Barzani'nin bu olaylardaki yeri ve benzeri konulardaki görüş ve düşüncelerini Ahmet Aydın takma adıyla yazdığı bu kitapta toplamıştı.

İyi eğitim görmüş bir Jandarma Subayı idi. İnandığı Milliyetçi-Irkçı dünya görüşünü üniforması üzerindeyken bile savunmaktan çekinmiyordu. Görev yaptığı bölgelerde halka, emri altındaki askerlerine, hatta üstlerine karşı bile şiddet kullanmaktan çekinmiyordu. Hakkında defalarca soruşturma açılmış, hatta bir Meclis Araştırma Komisyonuna bile konu olmuştu. 12 Eylül sonrasında Silahlı Kuvvetler ülkeyi içinde düştüğü iç savaş durumundan kurtarmışlardı. Ancak bir kaç yıl geçmeden bölücü terör ortaya çıkmış, dış desteğe kavuşmuştu. Görev yine onu bekliyordu. Teröristine yöntemlerini teröriste karşı kullanabilecek, bölgeyi ve ilişkileri iyi bilen kişilerden oluşturduğu timlerin başında teröriste karşı savamaya başladı. Komutanları ile arası gayet iyiyidi. Hiç kimse yaptığına karışmıyor, o da üstlerinden fazla bir şey istemiyordu. Oluşturduğu timlerde itirafçıları da kullanıyordu, askerleri de. Kirli bazı ilişkilere bulaşmıştı. Ama üstesinden gelebilirdi... İzin vermediler... Jandarma Genel Komutanı ile arası açılmaya başladı. Kısa bir süre sonra Komutan hala sırlardan ve soru işaretlerinden kurtulamamış bir şekilde öldürüldü. O'da görevinden, askerlikten istifa etti. Bir yandan takma isimlerle kitap yazarak kamuoyunu bölücü teröre karşı yönlendirirken, diğer yandan da Türk solunun köklü gruplarından birine konuşmaya, Güneydoğu'da bazı grupların kendi çıkarlarına neler yapmakta olduğunu anlatmaya başladı. Bu arada anlattıklarından dolayı yargılanıyordu. Ankara'daki bir duruşmasına geldiği gün kayıplara karıştı. Bir kaç gün sonra önce sevgilisi olduğu söylenen Suriye uyruklu bir itirafçı kadının, sonra yardımcısı olduğu bilinen bir başka itirafçının; en sonunda da O'nun cesedi Ankara yakınlarında bulundu. İşkence edilmiş, elleri arkalarından bağlanmış ve kafalarına sıkılan kurşunlarla öldürülmüşlerdi. Cesetleri sanki birilerine bir mesaj vermek ister gibi yazdığı kitaplarından birinin adında olduğu gibi bırakılmıştı. Üç farklı noktada. Üçgende bir tezgah vardı ve kimse bu tezgahı çözemiyordu.

Jandarma Genel Komutanlığındaki görevinden 1993'de istifa eden Binbaşı Ahmet Cem Ersever, Güneydoğu'da yaşanan olaylara, Kürt Sorunu, PKK, Talabani ve Barzani'nin bu olaylardaki yeri ve benzeri konulardaki görüş ve düşüncelerini Ahmet Aydın takma adıyla yazdığı bu kitapta toplamıştı.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat