“Evlerde özellikle banyo köşelerinde sıklıkla karşımıza çıkan bir böcek takımı vardır”:
Kim Jong-il yoldaşın baskıcı çalışma koşullarından sıkılan Alican Demir bu ay istifasını veriyor. İş hayatına dair sevdiğiniz her şeye (eğer varsa) veda edin.
Walt Disney tımarhanesinden kaçan Mickey Mouse sonunda cinselliğini keşfettiğini için yargılanıyor, duruşmaya davetlisiniz! Kerim Atay, hazırladığı Sinéad Morrissey köşesi ile bizlere ailenin mutlak ölümünü müjdeleyecek.
Yeni yıla Filistin'in Yeşil Hattı'ndan geçip sınır ihlali yaparak başlıyoruz. Çünkü “iyi bir harita, bir yığın beyaz yalan içerir.”
Yanılsamalar, kıyametin neşesiyle çoğalır. Rafet Arslan'ın Ocak şöleni ağır geçeceğe benziyor.
Philip Ilson, Ölümcül Derecede Kısa Film Manifestosu'nu engizisyonun kapısına asıyor!
Kurt Vonnegut şiire, şiirle yanıt vererek Şampiyonların Dergisi Underground Poetix'te yerini alıyor efendim.
Doğa, şehri ele geçiriyor ve bunun için kaçınılmaz olarak Verde 25 deneyimine kulak veriyoruz.
Komünizmin gücü adına: Karikatür komi'lerle tanışın!
Arda Karapınar, küçük İskender için yazmış: renk körü bir trafik polisiyle seviştim bir gece.
SSCB ataşemiz Alper Çeker, bu ay Amerikan pulp neşriyatına başka bir gözle bakmanızı sağlayacak bir anlatıyla huzurlarınızda. UP XIV bu ayda rahat durmayarak Sofya'nın çetin pogo koşullarına göğüs germeye gidiyor: Bulgar Punk!
Bildiğiniz tüm kahveleri unutun ve David Lynch Özel Kahve Serisi'ne hazır olun! Sevgili yönetmenimizle kahve devrimini konuşuyoruz.
Ankara'nın organlarına veda eden fırlamalarını Yusuf Arslantaş sayesinde tekrar hatırlayacağız.
Karacamış, patatesli poğaça almaya parası olmadığı halde metal konseri yapmaya kalkışan bir ustayı ve Ege Sorkun'un acımayıp yazdığı Xysma albüm kritiğini ağırlıyor.
Yüksel Arslan, Roland Topor'a yazdığı mektupların giriş metninde, dünyaya yanlışlıkla düşmesinin gezegenin en güzel tarihini yazmasına mani olmadığını, sadece kainatın da ara sıra hata yapabileceğini naif bir dille anlatıyor. Dedem, e.e ve ben.
Şubat, Mart, Nisan, Mayıs! Hoşçakalın.
“Evlerde özellikle banyo köşelerinde sıklıkla karşımıza çıkan bir böcek takımı vardır”:
Kim Jong-il yoldaşın baskıcı çalışma koşullarından sıkılan Alican Demir bu ay istifasını veriyor. İş hayatına dair sevdiğiniz her şeye (eğer varsa) veda edin.
Walt Disney tımarhanesinden kaçan Mickey Mouse sonunda cinselliğini keşfettiğini için yargılanıyor, duruşmaya davetlisiniz! Kerim Atay, hazırladığı Sinéad Morrissey köşesi ile bizlere ailenin mutlak ölümünü müjdeleyecek.
Yeni yıla Filistin'in Yeşil Hattı'ndan geçip sınır ihlali yaparak başlıyoruz. Çünkü “iyi bir harita, bir yığın beyaz yalan içerir.”
Yanılsamalar, kıyametin neşesiyle çoğalır. Rafet Arslan'ın Ocak şöleni ağır geçeceğe benziyor.
Philip Ilson, Ölümcül Derecede Kısa Film Manifestosu'nu engizisyonun kapısına asıyor!
Kurt Vonnegut şiire, şiirle yanıt vererek Şampiyonların Dergisi Underground Poetix'te yerini alıyor efendim.
Doğa, şehri ele geçiriyor ve bunun için kaçınılmaz olarak Verde 25 deneyimine kulak veriyoruz.
Komünizmin gücü adına: Karikatür komi'lerle tanışın!
Arda Karapınar, küçük İskender için yazmış: renk körü bir trafik polisiyle seviştim bir gece.
SSCB ataşemiz Alper Çeker, bu ay Amerikan pulp neşriyatına başka bir gözle bakmanızı sağlayacak bir anlatıyla huzurlarınızda. UP XIV bu ayda rahat durmayarak Sofya'nın çetin pogo koşullarına göğüs germeye gidiyor: Bulgar Punk!
Bildiğiniz tüm kahveleri unutun ve David Lynch Özel Kahve Serisi'ne hazır olun! Sevgili yönetmenimizle kahve devrimini konuşuyoruz.
Ankara'nın organlarına veda eden fırlamalarını Yusuf Arslantaş sayesinde tekrar hatırlayacağız.
Karacamış, patatesli poğaça almaya parası olmadığı halde metal konseri yapmaya kalkışan bir ustayı ve Ege Sorkun'un acımayıp yazdığı Xysma albüm kritiğini ağırlıyor.
Yüksel Arslan, Roland Topor'a yazdığı mektupların giriş metninde, dünyaya yanlışlıkla düşmesinin gezegenin en güzel tarihini yazmasına mani olmadığını, sadece kainatın da ara sıra hata yapabileceğini naif bir dille anlatıyor. Dedem, e.e ve ben.
Şubat, Mart, Nisan, Mayıs! Hoşçakalın.