Aradan geçen beş yılı aşkın süre içinde bu çalışmada önerilen doğrultuda ampirik denemeler, sınamalar yapmak için çeşitli girişimlerde bulunulmuş, fakat uluslararası ticarette oligopolleşme olgusunun dinamiğini incelemeyi öneren bu girişimler araştırma finansmanı desteğine kavuşamamıştır.
Bu çalışmada incelenen konular ve bu konuların ele alındığı kavramsal çerçeve günümüz Türkiye'sinde beş yıl öncesine oranla daha da ilginç bir konum kazanmıştır. Bu gözlem ülke içinde üretimin yapısının kazandığı özelliklere ilişkin olduğu kadar, ülkenin uluslararası pazarlara çıkmak doğrultusunda benimsediği stratejik karara da ilişkindir.
Çalışmamızda incelenen ise bu stratejik kararı başarı ile sonuçlandırabilmek için ne gibi taktik kümeleriyle karşı karşıya bulunulduğudur. Bu çalışmada anılan taktik kümelerinden öncelikle ve özellikle üretimin reel yanına ilişkin olanlar ele alınmış, ticaret politikalarıyla ilgili olanlar ihmal edilmiştir.
Nihayet, aradan geçen süre içinde uluslararası iktisat yazınında bu çalışmada bulacağınız tartışmaları yadsıyacak, bu tartışmaların 'teknolojik yenilik' özelliklerini ortadan kaldıracak ve böylece ortadaki ürünün 'tekelci niteliklerini' bertaraf edecek gelişmelerle de karşılaşılmamıştır.
Çalışmamızın bu alandaki tartışmalara ve politika oluşturma çabalarına yeni bir ufuk kazandırmasını dileriz. -Ankara, Şubat 1982 (Önsözden)
Aradan geçen beş yılı aşkın süre içinde bu çalışmada önerilen doğrultuda ampirik denemeler, sınamalar yapmak için çeşitli girişimlerde bulunulmuş, fakat uluslararası ticarette oligopolleşme olgusunun dinamiğini incelemeyi öneren bu girişimler araştırma finansmanı desteğine kavuşamamıştır.
Bu çalışmada incelenen konular ve bu konuların ele alındığı kavramsal çerçeve günümüz Türkiye'sinde beş yıl öncesine oranla daha da ilginç bir konum kazanmıştır. Bu gözlem ülke içinde üretimin yapısının kazandığı özelliklere ilişkin olduğu kadar, ülkenin uluslararası pazarlara çıkmak doğrultusunda benimsediği stratejik karara da ilişkindir.
Çalışmamızda incelenen ise bu stratejik kararı başarı ile sonuçlandırabilmek için ne gibi taktik kümeleriyle karşı karşıya bulunulduğudur. Bu çalışmada anılan taktik kümelerinden öncelikle ve özellikle üretimin reel yanına ilişkin olanlar ele alınmış, ticaret politikalarıyla ilgili olanlar ihmal edilmiştir.
Nihayet, aradan geçen süre içinde uluslararası iktisat yazınında bu çalışmada bulacağınız tartışmaları yadsıyacak, bu tartışmaların 'teknolojik yenilik' özelliklerini ortadan kaldıracak ve böylece ortadaki ürünün 'tekelci niteliklerini' bertaraf edecek gelişmelerle de karşılaşılmamıştır.
Çalışmamızın bu alandaki tartışmalara ve politika oluşturma çabalarına yeni bir ufuk kazandırmasını dileriz. -Ankara, Şubat 1982 (Önsözden)