#smrgKİTABEVİ Ütopya - Distopya - 2016
Distopyanın bilimkurgudan farkı, kasıtlı olarak toplumsal ve siyasal eleştiriye odaklanmasıdır. Distopya bir anlamda neyin bilimkurgu olup olmadığını gösteren çizginin karmaşıklaştığı bir bölgedir.
Karşı ütopya olarak tanımlansa da distopyanın işleyişi ütopyadan bağımsız değildir. Ütopyadan doğarak ütopyayla birlikte işlemektedir. Ütopya aslında gelecekle ilgili değil, üretildiği dönemle ilgili bir sorun ve buna dair bir çözüm içerir. Distopya da ütopya gibi üretildiği dönemden yola çıkar, farkı geleceğe dair kötü gidişat hakkında okuru uyarmasıdır. O halde her ikisi de toplumsal düzeni yaşanan dönem içerisinde algılayış biçimleriyle yakından ilişkilidir. Ütopyaların temelinde kontrol düşüncesi yatar.
Var olan düzende bazı şeylerin değiştirileceği, bazılarının ise kontrol altında tutularak değişmeden kalmasının sağlanabileceği doğrultusunda bir eğilim içerir. Bu açıdan bakıldığında, distopyalar ütopyaların yoldan çıkmış hali gibidir. Distopik yapıtların temel özelliklerinden biri ise var olan toplumsal sistemlerin gelecekte totaliter diktatörlüğe dönüşme endişelerini gözler önüne sermeleridir.
Ütopya ve distopya için cennet ve cehennem benzetmesi de yapılabilir. Herkesin eşit koşullarda yaşadığı, kimsenin kimseyi ezmediği adil bir düzen öngörmesi nedeniyle gerçekleşmesi mümkün olamayacak kadar güzel yer, bir nevi cennet ütopya olarak adlandırılır; buna karşılık totaliter rejim ve diktatörlükle yönetilen adaletsiz bir toplum ise cehennem olarak tanımlanabilir. Bu nedenle ütopya-distopyayı cennet-cehennem karşılaştırması olarak ele alabiliriz.
Elinizde tuttuğunuz bu eserde ütopya, distopya, distopyanın günümüzle bağlantısı bölümlerinden sonra, bu alanda yazılmış en iyi örnekler olarak nitelendirilen dokuz roman incelemesi yer almaktadır.
Distopyanın bilimkurgudan farkı, kasıtlı olarak toplumsal ve siyasal eleştiriye odaklanmasıdır. Distopya bir anlamda neyin bilimkurgu olup olmadığını gösteren çizginin karmaşıklaştığı bir bölgedir.
Karşı ütopya olarak tanımlansa da distopyanın işleyişi ütopyadan bağımsız değildir. Ütopyadan doğarak ütopyayla birlikte işlemektedir. Ütopya aslında gelecekle ilgili değil, üretildiği dönemle ilgili bir sorun ve buna dair bir çözüm içerir. Distopya da ütopya gibi üretildiği dönemden yola çıkar, farkı geleceğe dair kötü gidişat hakkında okuru uyarmasıdır. O halde her ikisi de toplumsal düzeni yaşanan dönem içerisinde algılayış biçimleriyle yakından ilişkilidir. Ütopyaların temelinde kontrol düşüncesi yatar.
Var olan düzende bazı şeylerin değiştirileceği, bazılarının ise kontrol altında tutularak değişmeden kalmasının sağlanabileceği doğrultusunda bir eğilim içerir. Bu açıdan bakıldığında, distopyalar ütopyaların yoldan çıkmış hali gibidir. Distopik yapıtların temel özelliklerinden biri ise var olan toplumsal sistemlerin gelecekte totaliter diktatörlüğe dönüşme endişelerini gözler önüne sermeleridir.
Ütopya ve distopya için cennet ve cehennem benzetmesi de yapılabilir. Herkesin eşit koşullarda yaşadığı, kimsenin kimseyi ezmediği adil bir düzen öngörmesi nedeniyle gerçekleşmesi mümkün olamayacak kadar güzel yer, bir nevi cennet ütopya olarak adlandırılır; buna karşılık totaliter rejim ve diktatörlükle yönetilen adaletsiz bir toplum ise cehennem olarak tanımlanabilir. Bu nedenle ütopya-distopyayı cennet-cehennem karşılaştırması olarak ele alabiliriz.
Elinizde tuttuğunuz bu eserde ütopya, distopya, distopyanın günümüzle bağlantısı bölümlerinden sonra, bu alanda yazılmış en iyi örnekler olarak nitelendirilen dokuz roman incelemesi yer almaktadır.