“Otuz beş yıl sonra, yine sonbahar akşamı. Camgöbeği kapaklı kitabımı bıraktım. Kitaplık odasında tek başımayım. Elden ne gelir? Bir şeyler düşünmeli, bir şeyler yapmalıyım. Düşüncenin kırıntısı yok. Bomboş. Uçsuz bucaksız. Deniz değil, çöl. Çölün gecesi kadar soğuk. Ne yapabilirim ki?”
Uzak, Hep Uzak, Selim İleri okurlarının yıllardan beri beklediği deneme kitabı... (Arka kapaktan)
“Otuz beş yıl sonra, yine sonbahar akşamı. Camgöbeği kapaklı kitabımı bıraktım. Kitaplık odasında tek başımayım. Elden ne gelir? Bir şeyler düşünmeli, bir şeyler yapmalıyım. Düşüncenin kırıntısı yok. Bomboş. Uçsuz bucaksız. Deniz değil, çöl. Çölün gecesi kadar soğuk. Ne yapabilirim ki?”
Uzak, Hep Uzak, Selim İleri okurlarının yıllardan beri beklediği deneme kitabı... (Arka kapaktan)