Vakfın çok özel bir hukuku ve bununla paralel bir sosyaldeğeri olduğunu bilmekteyiz. Bu özellik dolayısıyla, Cumhuriyet Devri'nde de varlığını koruyabilmiş tek kurum, vakıflardır. Bundan kısaca şunu çıkarmak lazımdır: Türk Tarihinde 1000 sene müddetle kendi varlığını devam ettirmiş, vakfedenin arzusuna bağlı olarak yürüyen sivil karakterli bir kurum, zamanın her türlü yıpratıcı tesirlerine rağmen yıkılmamıştır. Tarih, böylesi bir yapı sağlamlığını, ancak inançlar etrafında teşekkül etmiş değerler sisteminde görmüştür. O halde, vakıf, nasıl bir şekil ve mânâ kudretiyle bina edilmiştir?
Bence, meselenin bu tarafı üzerinde ciddi araştırmalara ihtiyacımız vardır.
Bu kitapta, tebliğleri yayınlanan ilim adamlarımızın konunun bu tarafına dikkat etmemiş olmaları imkânsızdır. Biz, kendilerine araştırma ve incelemelerinde her türlü kolaylığı göstermeye ve bu yolda imkanlarımızı onlara sunmaya hazırız. Maksadımız, vakıf kültürünü, en ince noktalarına kadar memleket irfanına mâl etmektir. (Önsözden)