Bu yükseliş onun üzerine çöken bir korkunun işidir. Korku insanda öze ait olmayan herşeyi küle çeviren ve fani olan herşeyi ondan koparan bir ateş gibidir. İnsan korku içinden acılarla geçerken pekişmiş olan herşey, bütün sığınaklar ve güvenceler o ateş tarafından imha edilmektedir. Böylelikle geriye sadece gerçek Varoluşun neşet edeceği güvensizlik/huzursuzluk duygusu kalmaktadır. Korku gerçekten herşeyi güvensiz ve şüpheli hale sokan bir baş dönmesi gibidir ama özgün Varoluş da ancak bu güvensizlik ve şüphe halinde aşikar olmaktadır. Kierkegard: "Korku özgürlük sarhoşudur" demektedir.
Bunun manası şudur: Sarhoş/başı dönen biri nasıl kendisi ile dünya arasında açık bir boşluk görüyor ve dayanacak bir şey bulamıyorsa, Varoluşsal korku içinde bulunan kişi de aynı şekilde kendisi ile hayati bağlar dünyası arasında bir boşluk hissetmektedir.
Korku öncesine kadar bu bağlar tarafından taşınan insan, korku anında sanki onlardan çekip koparılmıştır. Artık tek başına kalmıştır.
İşte bu terk edilmişliğe dayanırken kendi gerçek varoluşsal özgürlüğünü keşfeder. İnsan ancak korku halinde özgürlüğünü keşfetmektedir. (Arka kapaktan)
Bu yükseliş onun üzerine çöken bir korkunun işidir. Korku insanda öze ait olmayan herşeyi küle çeviren ve fani olan herşeyi ondan koparan bir ateş gibidir. İnsan korku içinden acılarla geçerken pekişmiş olan herşey, bütün sığınaklar ve güvenceler o ateş tarafından imha edilmektedir. Böylelikle geriye sadece gerçek Varoluşun neşet edeceği güvensizlik/huzursuzluk duygusu kalmaktadır. Korku gerçekten herşeyi güvensiz ve şüpheli hale sokan bir baş dönmesi gibidir ama özgün Varoluş da ancak bu güvensizlik ve şüphe halinde aşikar olmaktadır. Kierkegard: "Korku özgürlük sarhoşudur" demektedir.
Bunun manası şudur: Sarhoş/başı dönen biri nasıl kendisi ile dünya arasında açık bir boşluk görüyor ve dayanacak bir şey bulamıyorsa, Varoluşsal korku içinde bulunan kişi de aynı şekilde kendisi ile hayati bağlar dünyası arasında bir boşluk hissetmektedir.
Korku öncesine kadar bu bağlar tarafından taşınan insan, korku anında sanki onlardan çekip koparılmıştır. Artık tek başına kalmıştır.
İşte bu terk edilmişliğe dayanırken kendi gerçek varoluşsal özgürlüğünü keşfeder. İnsan ancak korku halinde özgürlüğünü keşfetmektedir. (Arka kapaktan)