Bir Nazi ve bir siyonist iki düşünürün 50 yıllık aşk serüveni!
Yüzyılın en büyük düşünürlerinden Varoluşçuluğun babası ve Nazi kimliğinin tükettiği dahi bir felsefeci ile adı "Yahudileri sevmeyen Yahudi"ye çıkan yurtsuz sevgili, felsefeci Hannah Arendt ve büyük düşünürün zamanının düzenli ritmi, yuvasının bekçisi, kök salmış meşru eş Elfride arasında geçen kurgusal felsefi bir aşk romanı!
Bu baş döndürücü kitap, anıtların da ölebileceğim, felsefecilerin de yaşlanıp küçük sırlarıyla acı çekebileceklerini, bir başyapıtın bile hayatı anlamlandırmaya yetmeyeceğini ve bir zorba olan hafızanın en korkunç kâbusları tekrar tekrar diriltebileceğini gösteriyor...
Almanya 1975: Karşı karşıya iki kadın. Metres ile eş. Elli yıl boyunca sevdikleri, şimdi ise birbirinden kopuk kelimelerden başka bir şey söyleyemeyen, sağır ve bitkin bir ihtiyar... Biri büyük felsefecinin nasıl olup da Auschwitz, cinayetler ve savaş suçlarına karıştığını; diğeri ise Büyük Almanya idealini sırtlayan romantik kocasının nasıl olup da bir Yahudi kadının "hayatının tutkusu" olduğunu anlamaya çalışan iki eski rakip! Ölmeyi bekleyen ihtiyarın kalbinde yıllarca birinci sırayı kapmak için açgözlülükle mücadele eden ve şimdi mutfakta kahve içerek "anlaşılmazı anlamaya" çalışan iki yaşlı kadın barış yapmaya karar verirler...
"Hiçbir engelin yıldıramadığı bir tutkunun hikâyesi." (Arka kapaktan)
Bir Nazi ve bir siyonist iki düşünürün 50 yıllık aşk serüveni!
Yüzyılın en büyük düşünürlerinden Varoluşçuluğun babası ve Nazi kimliğinin tükettiği dahi bir felsefeci ile adı "Yahudileri sevmeyen Yahudi"ye çıkan yurtsuz sevgili, felsefeci Hannah Arendt ve büyük düşünürün zamanının düzenli ritmi, yuvasının bekçisi, kök salmış meşru eş Elfride arasında geçen kurgusal felsefi bir aşk romanı!
Bu baş döndürücü kitap, anıtların da ölebileceğim, felsefecilerin de yaşlanıp küçük sırlarıyla acı çekebileceklerini, bir başyapıtın bile hayatı anlamlandırmaya yetmeyeceğini ve bir zorba olan hafızanın en korkunç kâbusları tekrar tekrar diriltebileceğini gösteriyor...
Almanya 1975: Karşı karşıya iki kadın. Metres ile eş. Elli yıl boyunca sevdikleri, şimdi ise birbirinden kopuk kelimelerden başka bir şey söyleyemeyen, sağır ve bitkin bir ihtiyar... Biri büyük felsefecinin nasıl olup da Auschwitz, cinayetler ve savaş suçlarına karıştığını; diğeri ise Büyük Almanya idealini sırtlayan romantik kocasının nasıl olup da bir Yahudi kadının "hayatının tutkusu" olduğunu anlamaya çalışan iki eski rakip! Ölmeyi bekleyen ihtiyarın kalbinde yıllarca birinci sırayı kapmak için açgözlülükle mücadele eden ve şimdi mutfakta kahve içerek "anlaşılmazı anlamaya" çalışan iki yaşlı kadın barış yapmaya karar verirler...
"Hiçbir engelin yıldıramadığı bir tutkunun hikâyesi." (Arka kapaktan)