Çaresiz kaldığım zamanlarda gider, bir taş ustası bulur, onu seyrederim.
Adam belki yüz kere vurur taşa. Ama değil kırmak, küçüçük bir çatlak bile oluşturamaz. Sonra birden, yüz birinci vuruşta taş ikiye ayrılıverir.
İşte o zaman anlarım ki; taşı ikiye bölen o son vuruş değil, ondan öncekilerdir.
İŞADAMI Dikran Masis "Beni Düşündüren Öyküler" adlı ilginç bir kitap yayınladı. Satmak için değil, dostlarına dağıtmak için.
Nedenini şöyle açıklıyor: "Sakın ha kimse kitap falan yazdığımı sanmasın. Benim böyle bir kabiliyetim yok. Sadece okuduğum kitaplardaki öyküleri yıllarca topladım. Bu öykülerin her biri bana bir şey öğretti. Üzeyir Garih derdi ki; 'Senin ne bildiğin önemli değil. Kaç kişiye öğrettiğin önemli.'"
Çaresiz kaldığım zamanlarda gider, bir taş ustası bulur, onu seyrederim.
Adam belki yüz kere vurur taşa. Ama değil kırmak, küçüçük bir çatlak bile oluşturamaz. Sonra birden, yüz birinci vuruşta taş ikiye ayrılıverir.
İşte o zaman anlarım ki; taşı ikiye bölen o son vuruş değil, ondan öncekilerdir.
İŞADAMI Dikran Masis "Beni Düşündüren Öyküler" adlı ilginç bir kitap yayınladı. Satmak için değil, dostlarına dağıtmak için.
Nedenini şöyle açıklıyor: "Sakın ha kimse kitap falan yazdığımı sanmasın. Benim böyle bir kabiliyetim yok. Sadece okuduğum kitaplardaki öyküleri yıllarca topladım. Bu öykülerin her biri bana bir şey öğretti. Üzeyir Garih derdi ki; 'Senin ne bildiğin önemli değil. Kaç kişiye öğrettiğin önemli.'"