Konuşmalarımız esnasında, yazdırmaktan yorulduğu zamanlarda, bâzan, aynı bahislere dâir evvelce yazmış olduğu bu yazıları hatırlar, bunları bana vereceğini vâdederek, kalemimi bıraktırır, başka bahislere dalardı. Vâdettiği notları, üçer, beşer yaprak hâlinde, yine vâdettiği günlerde verirdi.
1948 de Pakistan'a gideceği zaman, henüz Edebiyat Târihi'nin kendisine ait bölümü bütünlenmiş değildi. Kendisine sorulacak daha mes'elelerim vardı. Bu kitapta çıkan hâtıralarının büyük kısmını bana Pakistan'a giderken bu sebeple verdi.
Bu hâtıraları kendi fiş kartonlarıma yapıştırıp, intizamla saklayışım, şifahî olarak söylediklerini de aynı intizamla temize çekip kendisine okuyuşum hoşuna gidiyordu. Birkaç defa "Ben sana ne kadar muhtaçmışım!" cümlesini, kendi hayat, fikir, bilgi ve sanatına dâir hazırlanmış bu dosyaları, bâzan beni evimde taltif ederek, gördüğü günlerde söyledi. (Kitaptan)
Konuşmalarımız esnasında, yazdırmaktan yorulduğu zamanlarda, bâzan, aynı bahislere dâir evvelce yazmış olduğu bu yazıları hatırlar, bunları bana vereceğini vâdederek, kalemimi bıraktırır, başka bahislere dalardı. Vâdettiği notları, üçer, beşer yaprak hâlinde, yine vâdettiği günlerde verirdi.
1948 de Pakistan'a gideceği zaman, henüz Edebiyat Târihi'nin kendisine ait bölümü bütünlenmiş değildi. Kendisine sorulacak daha mes'elelerim vardı. Bu kitapta çıkan hâtıralarının büyük kısmını bana Pakistan'a giderken bu sebeple verdi.
Bu hâtıraları kendi fiş kartonlarıma yapıştırıp, intizamla saklayışım, şifahî olarak söylediklerini de aynı intizamla temize çekip kendisine okuyuşum hoşuna gidiyordu. Birkaç defa "Ben sana ne kadar muhtaçmışım!" cümlesini, kendi hayat, fikir, bilgi ve sanatına dâir hazırlanmış bu dosyaları, bâzan beni evimde taltif ederek, gördüğü günlerde söyledi. (Kitaptan)