Okuyucu önce 1923'e kadarki Türk-Yunan ilişkilerinin kısa bir seyrini gördükten sonra, Etabli ve Patriklik sorunlarını, ardından da çatışmalardan uzak ve dostluk havası içinde geçen 1930'lu yılları yakından izleyebilecektir. O arada, iki savaş arası dönemin Türkiye - Yunanistan ağırlıklı, fakat Balkan gelişmelerini göz ardı etmeyen bir değerlendirmesi de söz konusudur. 1938'i izleyen yıllarda yaşanan İkinci Dünya Savaşı sırasında ve onun ardından kurulan yeni düzen içinde tarafların konumlarını etkileyen faktörler de ele alınmaktadır. Oniki Ada konusu ve bunların 1947'de Yunanistan'a verilmesi okuyucunun ilgisini çekecektir. 1946-49 yıllarında Fener Patrikhanesi'yle ilgili gelişmeler de kitapta yer alan konular arasındadır.
Atina'nın Kıbrıs konusundaki "enosisci" ihtirasları hariç tutulursa, 1950-54 arasındaki ilişkiler, taraflara iyi bir örnek olacak ve hatırlanacak değerdedir. Ancak, 1954'de Kıbrıs sorununun ortaya çıkmasıyla Ankara-Atina arasında bu soğukluğun yaşandığı ve iki ülkenin yeniden 'karşı karşıya' geldiği bilinmektedir; Burada, genel olarak Türk-Yunan ilişkilerinin istenmeyen gerginlik ortamlarına çekilmesinde asal rolü taraflardan hangisinin oynayageldiği okuyucunun takdirine sunulmaktadır. (Önsözden)
Okuyucu önce 1923'e kadarki Türk-Yunan ilişkilerinin kısa bir seyrini gördükten sonra, Etabli ve Patriklik sorunlarını, ardından da çatışmalardan uzak ve dostluk havası içinde geçen 1930'lu yılları yakından izleyebilecektir. O arada, iki savaş arası dönemin Türkiye - Yunanistan ağırlıklı, fakat Balkan gelişmelerini göz ardı etmeyen bir değerlendirmesi de söz konusudur. 1938'i izleyen yıllarda yaşanan İkinci Dünya Savaşı sırasında ve onun ardından kurulan yeni düzen içinde tarafların konumlarını etkileyen faktörler de ele alınmaktadır. Oniki Ada konusu ve bunların 1947'de Yunanistan'a verilmesi okuyucunun ilgisini çekecektir. 1946-49 yıllarında Fener Patrikhanesi'yle ilgili gelişmeler de kitapta yer alan konular arasındadır.
Atina'nın Kıbrıs konusundaki "enosisci" ihtirasları hariç tutulursa, 1950-54 arasındaki ilişkiler, taraflara iyi bir örnek olacak ve hatırlanacak değerdedir. Ancak, 1954'de Kıbrıs sorununun ortaya çıkmasıyla Ankara-Atina arasında bu soğukluğun yaşandığı ve iki ülkenin yeniden 'karşı karşıya' geldiği bilinmektedir; Burada, genel olarak Türk-Yunan ilişkilerinin istenmeyen gerginlik ortamlarına çekilmesinde asal rolü taraflardan hangisinin oynayageldiği okuyucunun takdirine sunulmaktadır. (Önsözden)