... Ayakta duranlar resme benzemeye başladılar gittikçe,
Yaş sırasına göre dizilmişlerdi.
Resmin kenarında Süleyman Şefik Paşa duruyordu.
Sağ omzuna bir melek kondu.
En önde parlak çizmeleriyle Ziya Bey
Titredi, Yok oldu...
...
Sevim Burak'ın "ilk ciddi eserim" dediği Yanık Saraylar, 1965'te basıldığında yarattığı tartışmalar ve çektiği ilgiyle yılın edebiyat olayı sayıldı; Türk öykücülüğündeki modern yönelişler içinde ayrı bir yeri olduğu kabul edildi. "Sedef Kakmalı Ev", "Pencere", "Yanık Saraylar", "Büyük Kuş", "Ah Ya Rab Yehova" ve "Ölüm Saati" adlı altı öyküden oluşan kitap için A Bezirci, "bilinç akışının başarılı örneklerinden" değerlendirmesini yaptı; yazarın simgeler, alegoriler çerçevesinde hareket ettiğini öne sürdü. M Belge ise Bezirci'ye karşı çıkarak Burak'ın simge, alegori gibi edebiyat terimleriyle uğraşamayacak kadar başına buyruk bir sanatçı olduğunu savundu ve öyküleri için şu değerlendirmeyi yaptı: "Somut gerçeklere dolaysızca bağlı olmayan, düşsel yaşantı düzeyinde kalan fanteziler..." S İleri'ye göre ise "Meydan savaşlarının kılıç artıkları, Bağlarbaşı-Kısıklı tramvayları, Baron Bahar'lar, Tevrat, günah dolu sahneler, çocuk kalmış kadınlar, mutsuz ve alkole sığınmış başka kadınlar, yakışıklı fakat acımasız erkekler kol geziyordu" Burak'ın öykülerinde. "Biraz aristokrasi, biraz soylu düşkünlük, bir hayli de piyasa romanı mutsuzluğu Burak'ta olağanüstü duyarlı, bambaşka incelikli bir yapıya kavuşmuştu."
Yanık Saraylar, Sevim Burak'ın ilk hikaye kitabıdır. Kitabın ilk basımında "İki Şarkı" başlığıyla yayımlanan son hikaye, yazarın yaptığı değişiklikle, ikinci basımında (Adam Yayınları, 1982), "Ölüm Saati" başlığını almıştır. Nisan Yayınları, kitabın bu ikinci basımını esas almıştır.
... Ayakta duranlar resme benzemeye başladılar gittikçe,
Yaş sırasına göre dizilmişlerdi.
Resmin kenarında Süleyman Şefik Paşa duruyordu.
Sağ omzuna bir melek kondu.
En önde parlak çizmeleriyle Ziya Bey
Titredi, Yok oldu...
...
Sevim Burak'ın "ilk ciddi eserim" dediği Yanık Saraylar, 1965'te basıldığında yarattığı tartışmalar ve çektiği ilgiyle yılın edebiyat olayı sayıldı; Türk öykücülüğündeki modern yönelişler içinde ayrı bir yeri olduğu kabul edildi. "Sedef Kakmalı Ev", "Pencere", "Yanık Saraylar", "Büyük Kuş", "Ah Ya Rab Yehova" ve "Ölüm Saati" adlı altı öyküden oluşan kitap için A Bezirci, "bilinç akışının başarılı örneklerinden" değerlendirmesini yaptı; yazarın simgeler, alegoriler çerçevesinde hareket ettiğini öne sürdü. M Belge ise Bezirci'ye karşı çıkarak Burak'ın simge, alegori gibi edebiyat terimleriyle uğraşamayacak kadar başına buyruk bir sanatçı olduğunu savundu ve öyküleri için şu değerlendirmeyi yaptı: "Somut gerçeklere dolaysızca bağlı olmayan, düşsel yaşantı düzeyinde kalan fanteziler..." S İleri'ye göre ise "Meydan savaşlarının kılıç artıkları, Bağlarbaşı-Kısıklı tramvayları, Baron Bahar'lar, Tevrat, günah dolu sahneler, çocuk kalmış kadınlar, mutsuz ve alkole sığınmış başka kadınlar, yakışıklı fakat acımasız erkekler kol geziyordu" Burak'ın öykülerinde. "Biraz aristokrasi, biraz soylu düşkünlük, bir hayli de piyasa romanı mutsuzluğu Burak'ta olağanüstü duyarlı, bambaşka incelikli bir yapıya kavuşmuştu."
Yanık Saraylar, Sevim Burak'ın ilk hikaye kitabıdır. Kitabın ilk basımında "İki Şarkı" başlığıyla yayımlanan son hikaye, yazarın yaptığı değişiklikle, ikinci basımında (Adam Yayınları, 1982), "Ölüm Saati" başlığını almıştır. Nisan Yayınları, kitabın bu ikinci basımını esas almıştır.