#smrgKİTABEVİ Yaverinin Sesinden Bir Başka Atatürk -

Kondisyon:
Yeni
Stok Kodu:
1199199699
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
173 s.
Basım Yeri:
İzmir
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019
Resimleyen:
Pınar Sert
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enzo
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199199699
585694
Yaverinin Sesinden Bir Başka Atatürk -
Yaverinin Sesinden Bir Başka Atatürk - #smrgKİTABEVİ
0.00
Bir aralık Atatürk diyor ki Nuri Conker'e, "Göreceksin! diyor, Fethi'yi diyor, Başbakan yapacağım." Fethi Okyar o zaman Bulgaristan'da sefirlıği var... "Peki, sen ne olacaksın?" diyor Nuri Conker, Atatürk'e. "Seni, sizi oralara, o mevkilere tayin edecek adam olacağım." diyor.

Fakat bu Ankara Palas Pavyonuna gitmemizin bir manası vardı. Fransız sefiri de, Ankara'daki Fransız Ambasodor'ü de, bazı geceler oraya gelirdi... Atatürk'ün Fransız sefirini aramasının bir manası var, Hatay meselesiydi. Hatay mese-lesinde, Fransız sefirini karşısına alır: "Hükümetine yaz! Hatay'ı alacağım... Bunun başka türlüsü yoktur... Hatay'ı alacağım!" der.

Celal kenara çekildi, gördüm. Böyle bir kanepenin koltuğu-na oturmuş, paltosu filan sırtında, içeri girdim. Hiç unut-mam, böyle bir hayale yaklaşır gibi bir hisle içeri girdim... "Hoş geldin!" dedi. "Hoş bulduk!" Paşam dedim. Elini uzattı, aldım... O kadar güzel bir eli vardı ki, hiç unutmam. Beyaz, pembe, yumuşak... Insana tuttuğu zaman zevk veren bir eldi, Atatürk'ün eli.

Bir aralık Atatürk diyor ki Nuri Conker'e, "Göreceksin! diyor, Fethi'yi diyor, Başbakan yapacağım." Fethi Okyar o zaman Bulgaristan'da sefirlıği var... "Peki, sen ne olacaksın?" diyor Nuri Conker, Atatürk'e. "Seni, sizi oralara, o mevkilere tayin edecek adam olacağım." diyor.

Fakat bu Ankara Palas Pavyonuna gitmemizin bir manası vardı. Fransız sefiri de, Ankara'daki Fransız Ambasodor'ü de, bazı geceler oraya gelirdi... Atatürk'ün Fransız sefirini aramasının bir manası var, Hatay meselesiydi. Hatay mese-lesinde, Fransız sefirini karşısına alır: "Hükümetine yaz! Hatay'ı alacağım... Bunun başka türlüsü yoktur... Hatay'ı alacağım!" der.

Celal kenara çekildi, gördüm. Böyle bir kanepenin koltuğu-na oturmuş, paltosu filan sırtında, içeri girdim. Hiç unut-mam, böyle bir hayale yaklaşır gibi bir hisle içeri girdim... "Hoş geldin!" dedi. "Hoş bulduk!" Paşam dedim. Elini uzattı, aldım... O kadar güzel bir eli vardı ki, hiç unutmam. Beyaz, pembe, yumuşak... Insana tuttuğu zaman zevk veren bir eldi, Atatürk'ün eli.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat