Açıkçası yaş/baş olarak da gelip geçerken karşılaştıklarımın çeşitleri arttıkça arttı, dilleri çözüldükçe çözüldü. Böylece yeni denemelerime Karşılaşmalar (1993) adını takmam kaçınılmaz oldu. Neden sonra deneme ve değinimlerimi benimle yapılmış söyleşilerin de tanıklığına bırakarak Başka Karşılaşmalar kitabım 1996'da yayınlanmış bulundu. Fakat tam o sıralarda uğradığım bir trafik saldırısı, görüp geçtiğim bütün kar-karşı-karşıla-karşılaş-karşılaşma ve karşılaşmaaaa'ların olup olabileceklerin en kötüsü, en ölümcülü olup çıkmıştır. İki yıl sonra ikinci hayatıma başladım ki, ortalıkta bir koşturmadır gitmekte. Böyle böyle yazarlık hayatımın diğer güzel, duyarlı, anlamlı vefalı anlarla karşılaşmalarıma tutuna tutuna ve tuhaf bu ya, güle oynaya, iki yanağıma şıp şıp şıp vura vura: "İyi ya canım, olacaksa böyle olsun; ölümle dirim arasındaki karşılaşmalarını da Öyle Kargaşada Böyle Karşılaşmalar diye vaftiz et geç," deyip çıkmışımdır. Yıl 2002'dir. Zaman ne kadar çabuk, nasıl da hızlı akıp durmakta. Aradan dokuz yıl geçmiş ve zamanın bu kadar hızlı akışında, bir de bakıyorum hiç sanmazken yepyeni şeylerle karşılaşmışım. Hatta "edebi" yazarlığımı kendime bile unutturup baştan sona yepyeni, pırıl pırıl, sivil topluma, bana, kendime ait bir Demokratik Anayasa'nın peşine düşmüşüm. Öyle ki, bu sonuncu deneme, değini, konferans ve söyleşilerimi kapsayan kitabıma, biraz da şaşarak: Yeni Karşılaşmalar mührünü basıp çıkmış bulunuyorum. -Adalet Ağaoğlu-
Açıkçası yaş/baş olarak da gelip geçerken karşılaştıklarımın çeşitleri arttıkça arttı, dilleri çözüldükçe çözüldü. Böylece yeni denemelerime Karşılaşmalar (1993) adını takmam kaçınılmaz oldu. Neden sonra deneme ve değinimlerimi benimle yapılmış söyleşilerin de tanıklığına bırakarak Başka Karşılaşmalar kitabım 1996'da yayınlanmış bulundu. Fakat tam o sıralarda uğradığım bir trafik saldırısı, görüp geçtiğim bütün kar-karşı-karşıla-karşılaş-karşılaşma ve karşılaşmaaaa'ların olup olabileceklerin en kötüsü, en ölümcülü olup çıkmıştır. İki yıl sonra ikinci hayatıma başladım ki, ortalıkta bir koşturmadır gitmekte. Böyle böyle yazarlık hayatımın diğer güzel, duyarlı, anlamlı vefalı anlarla karşılaşmalarıma tutuna tutuna ve tuhaf bu ya, güle oynaya, iki yanağıma şıp şıp şıp vura vura: "İyi ya canım, olacaksa böyle olsun; ölümle dirim arasındaki karşılaşmalarını da Öyle Kargaşada Böyle Karşılaşmalar diye vaftiz et geç," deyip çıkmışımdır. Yıl 2002'dir. Zaman ne kadar çabuk, nasıl da hızlı akıp durmakta. Aradan dokuz yıl geçmiş ve zamanın bu kadar hızlı akışında, bir de bakıyorum hiç sanmazken yepyeni şeylerle karşılaşmışım. Hatta "edebi" yazarlığımı kendime bile unutturup baştan sona yepyeni, pırıl pırıl, sivil topluma, bana, kendime ait bir Demokratik Anayasa'nın peşine düşmüşüm. Öyle ki, bu sonuncu deneme, değini, konferans ve söyleşilerimi kapsayan kitabıma, biraz da şaşarak: Yeni Karşılaşmalar mührünü basıp çıkmış bulunuyorum. -Adalet Ağaoğlu-