Alman filozof Peter Sloterdijk, 21. yüzyılın başında insanlığa ve ilerleme mefhumuna dair sorulara yanıt arıyor bu kitabında. Madame de Pompadour'dan Napoleon'a, İsa'dan Deleuze ve Guattari'ye, Çernişevskiy'den Stalin'e, tarihe geçmiş “zamane çocukları” üzerinden vardığı sonuçlar ise gayet karamsar. Modernitede gelenek bağlarının kopuşu, nesiller arası alışverişin zayıflaması, her neslin kendini baştan yaratmasına, herkesin “kendi çağının çocuğu” olmasına yol açtığından, normların sürekli yeniden yazıldığı bir Yeniçağ'da, okuru tarihi ve ilerlemeyi yeniden düşünmeye davet ediyor yazar.
Alman filozof Peter Sloterdijk, 21. yüzyılın başında insanlığa ve ilerleme mefhumuna dair sorulara yanıt arıyor bu kitabında. Madame de Pompadour'dan Napoleon'a, İsa'dan Deleuze ve Guattari'ye, Çernişevskiy'den Stalin'e, tarihe geçmiş “zamane çocukları” üzerinden vardığı sonuçlar ise gayet karamsar. Modernitede gelenek bağlarının kopuşu, nesiller arası alışverişin zayıflaması, her neslin kendini baştan yaratmasına, herkesin “kendi çağının çocuğu” olmasına yol açtığından, normların sürekli yeniden yazıldığı bir Yeniçağ'da, okuru tarihi ve ilerlemeyi yeniden düşünmeye davet ediyor yazar.