#smrgKİTABEVİ Zaman Tüneli: Hindistan'da Gençlik Sınıf ve Bekleme Siyaseti -
Ancak bu bekleyişin önemli bir farkı var: bu bekleyiş kervanına dahil olmuş eğitimli gençlerden, piyasa açısından işlevli kimi kültürel/bilgisel meziyetlere başkalarından önce sahip olmaları bekleniyor. Böylece bekleyişin kendisi bir koşuşturmacaya dönüşüyor. Eğitimli gençler, memuriyet sınavları, performans değerlendirmeleri, akreditasyonlar, sertifikalar gibi önlerinde dizilmiş engelleri, birbirleriyle yoğun rekabet içinde aşarak işgüçlerini satabildikleri bir "mutlu sona" ulaşmak için kıyasıya yarışıyor. Bu sonu belirsiz koşturmaca içinde yapının kendisindeki sorun gözden yitiyor; kimi durumlarda, bekleyişin ve işsizliğin nedeni, sorundan muzdarip olanlar tarafından bile bireysel yetersizliklerle ilişkilendiriliyor.
Bu bekleyişe, mevcut üretim ilişkilerini olumlayan ve yeniden üreten tepkilerin ötesinde tepkiler verilebilir mi? Bu bekleyişten, siyasal açıdan dönüştürücü olanaklar devşirilebilir mi? Salt bireysel kurtuluşu hedeflemeyen kolektif siyasal devinimler yaratılabilir mi? İşte, elinizdeki .alışma böylesi zor sorulara, sınıfsal bölünmeye - kastlar vasıtasıyla - toplumsal bölünmenin de eşlik ettiği güç bir coğrafya olan Hindistan'daki durum üzerinden yanıtlar arıyor; farklı kastlardan "beklemekte olan" orta sınıf gençler ve ailelerinin kimi zaman gündelik, ama -bekleyişin getirdiği bir zorunlulukla- çoğu zaman uzun vadeli ekonomik, politik ve kültürel stratejilerini çözümlüyor.
Ancak bu bekleyişin önemli bir farkı var: bu bekleyiş kervanına dahil olmuş eğitimli gençlerden, piyasa açısından işlevli kimi kültürel/bilgisel meziyetlere başkalarından önce sahip olmaları bekleniyor. Böylece bekleyişin kendisi bir koşuşturmacaya dönüşüyor. Eğitimli gençler, memuriyet sınavları, performans değerlendirmeleri, akreditasyonlar, sertifikalar gibi önlerinde dizilmiş engelleri, birbirleriyle yoğun rekabet içinde aşarak işgüçlerini satabildikleri bir "mutlu sona" ulaşmak için kıyasıya yarışıyor. Bu sonu belirsiz koşturmaca içinde yapının kendisindeki sorun gözden yitiyor; kimi durumlarda, bekleyişin ve işsizliğin nedeni, sorundan muzdarip olanlar tarafından bile bireysel yetersizliklerle ilişkilendiriliyor.
Bu bekleyişe, mevcut üretim ilişkilerini olumlayan ve yeniden üreten tepkilerin ötesinde tepkiler verilebilir mi? Bu bekleyişten, siyasal açıdan dönüştürücü olanaklar devşirilebilir mi? Salt bireysel kurtuluşu hedeflemeyen kolektif siyasal devinimler yaratılabilir mi? İşte, elinizdeki .alışma böylesi zor sorulara, sınıfsal bölünmeye - kastlar vasıtasıyla - toplumsal bölünmenin de eşlik ettiği güç bir coğrafya olan Hindistan'daki durum üzerinden yanıtlar arıyor; farklı kastlardan "beklemekte olan" orta sınıf gençler ve ailelerinin kimi zaman gündelik, ama -bekleyişin getirdiği bir zorunlulukla- çoğu zaman uzun vadeli ekonomik, politik ve kültürel stratejilerini çözümlüyor.