#smrgKİTABEVİ 1. Dünya Savaşı'ndan Ortadoğu Projesi'ne İslam İmparatorluğu : Pan-İslam Düşüncesinin Temelleri -
Nedir Pan-İslam veya İslam Birliği?
Sultan II. Abdülhamit tarafından kurumsallaştırılmış, ancak Almanlar tarafından I. Dünya Savaşı'nda sahneye konmuş politik bir plandır. Müslüman halkların kendi kültür ve kaynaklarını sömüren yabancılara gösterdiği protestodur.
Pan-İslam; isminden anlaşılacağı üzere dünyadaki tüm Müslüman halkları, ırklarına bakılmaksızın İslam şemsiyesi altında toplama hareketidir.
I. Dünya Savaşı sonrasında İngilizler bu planı kendi çıkarlarına göre uygulamaya koymak istemişlerdir.
Dicle ve Fırat nehirlerinden Kudüs'e, Hint Okyanusu'ndan Akdeniz'e kadar yayılan alanda Büyük Arap İmparatorluğu kurulacak, bu imparatorluğun başkenti de Kahire olacaktır. Mısır Hıdivi de “Halife” unvanı taşıyacaktır.
Peki bu Büyük Arap İmparatorluğu'nun hâkimi ve koruyucusu kim olacaktır? Tabii ki İngiltere..
İşler böyle planlandığı halde ortadaki Türk faktörü yabana atılır gibi değildir. İngilizlere göre Türkler, ırk, huy ve felsefeleri açısından Arapları rahatça yönetebilecek yapıya sahiptirler. Tüm eksiklerine rağmen bir Türk, bu coğrafyada karşılaştığı yerel problemleri kendisi için kabul etmeyeceği yöntemlerle de olsa çözmeyi bilir ve her zaman kesin sonuca ulaşır.
İslam coğrafyasını tek bir merkezden kontrol etmeyi öngören bu planda; İngiltere'nin yerine Amerika Birleşik Devletleri'ni, Arap İmparatorluğu yerine İslam İmparatorluğu'nu, Kahire'nin yerine de başkent olarak İstanbul'u koyarsanız bugün gündemdeki Büyük Ortadoğu Projesi'ni bulursunuz.
Nedir Pan-İslam veya İslam Birliği?
Sultan II. Abdülhamit tarafından kurumsallaştırılmış, ancak Almanlar tarafından I. Dünya Savaşı'nda sahneye konmuş politik bir plandır. Müslüman halkların kendi kültür ve kaynaklarını sömüren yabancılara gösterdiği protestodur.
Pan-İslam; isminden anlaşılacağı üzere dünyadaki tüm Müslüman halkları, ırklarına bakılmaksızın İslam şemsiyesi altında toplama hareketidir.
I. Dünya Savaşı sonrasında İngilizler bu planı kendi çıkarlarına göre uygulamaya koymak istemişlerdir.
Dicle ve Fırat nehirlerinden Kudüs'e, Hint Okyanusu'ndan Akdeniz'e kadar yayılan alanda Büyük Arap İmparatorluğu kurulacak, bu imparatorluğun başkenti de Kahire olacaktır. Mısır Hıdivi de “Halife” unvanı taşıyacaktır.
Peki bu Büyük Arap İmparatorluğu'nun hâkimi ve koruyucusu kim olacaktır? Tabii ki İngiltere..
İşler böyle planlandığı halde ortadaki Türk faktörü yabana atılır gibi değildir. İngilizlere göre Türkler, ırk, huy ve felsefeleri açısından Arapları rahatça yönetebilecek yapıya sahiptirler. Tüm eksiklerine rağmen bir Türk, bu coğrafyada karşılaştığı yerel problemleri kendisi için kabul etmeyeceği yöntemlerle de olsa çözmeyi bilir ve her zaman kesin sonuca ulaşır.
İslam coğrafyasını tek bir merkezden kontrol etmeyi öngören bu planda; İngiltere'nin yerine Amerika Birleşik Devletleri'ni, Arap İmparatorluğu yerine İslam İmparatorluğu'nu, Kahire'nin yerine de başkent olarak İstanbul'u koyarsanız bugün gündemdeki Büyük Ortadoğu Projesi'ni bulursunuz.