#smrgKİTABEVİ 100 Tuhaf Kitap - 2015
Büke, bizlere Türkiye'de Türkiye Türkçesiyle yayınlanmış 100 acayip kitabı anlatıyor.
Kitabın önsözünden:
Şu hayatta para biriktiren arkadaşlarım da oldu, kitap biriktirenler de. Birinciler hatırlanacak kadar ilginç değildiler ama ikincilerin çoğu gerçekten “nadide” insanlar. Belki de en tuhafı Murat Gültekin'dir. Yaklaşık otuz yıldır pek kimsenin ilgisini çekmeyecek kitapları ve müzikleri toplar durur. Bu sürecin çoğuna tanıklık ettim hatta bu tuhaf ava birlikte katıldık zaman zaman. Sabaha karşı bitpazarlarında elde fener, gelen malları karıştırdık zira o kadar erken gitmezseniz en güzel kitapları, kasetleri ve plakları başkaları kapar. Bazen birlikte evde otururken kapımız çalındı ve adına lancacı denilen adamlardan haberler aldık. Bunlar yeni ölü evlerini gözlerler ve rahmetlinin değerbilmez yakınları tarafından çöpe atılan kitap ve fotoğraflarını meraklısına -elbette bir miktar “sakal” karşılığı- ayırırlar.
İşte bu elinizde tuttuğunuz kitap, Murat Gültekin'in çeyrek asırdan fazladır üzerine titrediği kütüphanesi sayesinde yazıldı desek doğru olur. İçerideki kitapların her biri bu toprakların insanına ait tuhaflığın, kafa karışıklığının ve deliliğin nişanesi sayılsa yeridir. Eserlerin kahir ekseriyeti bireylere ait, çok azı kurumların bastığı kitaplar. Okurken basım yılına da dikkat etmekte fayda var zira bu sosyolojik kazı alanındaki hazinenin 70'li yılların çatışmalı dönemlerine doğru giderek fakirleştiği, 80'li yıllardan sonra vasatlaştığı da anlaşılıyor. Bu cennet, bu cehennem ve elbette. - Ahmet Büke
Büke, bizlere Türkiye'de Türkiye Türkçesiyle yayınlanmış 100 acayip kitabı anlatıyor.
Kitabın önsözünden:
Şu hayatta para biriktiren arkadaşlarım da oldu, kitap biriktirenler de. Birinciler hatırlanacak kadar ilginç değildiler ama ikincilerin çoğu gerçekten “nadide” insanlar. Belki de en tuhafı Murat Gültekin'dir. Yaklaşık otuz yıldır pek kimsenin ilgisini çekmeyecek kitapları ve müzikleri toplar durur. Bu sürecin çoğuna tanıklık ettim hatta bu tuhaf ava birlikte katıldık zaman zaman. Sabaha karşı bitpazarlarında elde fener, gelen malları karıştırdık zira o kadar erken gitmezseniz en güzel kitapları, kasetleri ve plakları başkaları kapar. Bazen birlikte evde otururken kapımız çalındı ve adına lancacı denilen adamlardan haberler aldık. Bunlar yeni ölü evlerini gözlerler ve rahmetlinin değerbilmez yakınları tarafından çöpe atılan kitap ve fotoğraflarını meraklısına -elbette bir miktar “sakal” karşılığı- ayırırlar.
İşte bu elinizde tuttuğunuz kitap, Murat Gültekin'in çeyrek asırdan fazladır üzerine titrediği kütüphanesi sayesinde yazıldı desek doğru olur. İçerideki kitapların her biri bu toprakların insanına ait tuhaflığın, kafa karışıklığının ve deliliğin nişanesi sayılsa yeridir. Eserlerin kahir ekseriyeti bireylere ait, çok azı kurumların bastığı kitaplar. Okurken basım yılına da dikkat etmekte fayda var zira bu sosyolojik kazı alanındaki hazinenin 70'li yılların çatışmalı dönemlerine doğru giderek fakirleştiği, 80'li yıllardan sonra vasatlaştığı da anlaşılıyor. Bu cennet, bu cehennem ve elbette. - Ahmet Büke