"Kitapta anlatılanlar 12 Eylül karanlığında yaşanan onbinlerce öyküden yalnızca biri. O insanlık doşu koşullarda ayakta kalmak, insan onurunu korumak için verilen savaşımlardan birisi. Ama öğretici. Koğuşlarda, elde kalem, kağıt bile yokken, belleklerden eskiden öğrenilmiş bilgilerin, şiirlerin çıkarılıp nasıl bir direniş kaynağı olarak kullanıldığını anlatıyor. Anılar yalnızca << içeridekileri >> kapsamıyor. Dışarıdakilerin bir çoğu gibi Doğan Görsev'in eşi Nesrin ablanın olağanüstü mücadelesi de içeriden göründüğü gibi yansıyor anılarda.
Doğan ağabeyin dilinden kendi kişiliği de yansıyor. Her zaman olduğu gibi son derece alçak gönüllü, böbürlenmeden, hatta zaman zaman kendini sansürleyerek yazıyor. Kimi yerde öfkelenerek, kimi yerde de acı bir gülümseme ile okudum bu anıları. Doğan ağabeye bunları kaleme aldığı için teşekkür ediyorum."
"Kitapta anlatılanlar 12 Eylül karanlığında yaşanan onbinlerce öyküden yalnızca biri. O insanlık doşu koşullarda ayakta kalmak, insan onurunu korumak için verilen savaşımlardan birisi. Ama öğretici. Koğuşlarda, elde kalem, kağıt bile yokken, belleklerden eskiden öğrenilmiş bilgilerin, şiirlerin çıkarılıp nasıl bir direniş kaynağı olarak kullanıldığını anlatıyor. Anılar yalnızca << içeridekileri >> kapsamıyor. Dışarıdakilerin bir çoğu gibi Doğan Görsev'in eşi Nesrin ablanın olağanüstü mücadelesi de içeriden göründüğü gibi yansıyor anılarda.
Doğan ağabeyin dilinden kendi kişiliği de yansıyor. Her zaman olduğu gibi son derece alçak gönüllü, böbürlenmeden, hatta zaman zaman kendini sansürleyerek yazıyor. Kimi yerde öfkelenerek, kimi yerde de acı bir gülümseme ile okudum bu anıları. Doğan ağabeye bunları kaleme aldığı için teşekkür ediyorum."