#smrgKİTABEVİ 12 Eylül Sabahı - 2010

Editör:
Ömer Asan
Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
Anı - İnceleme Dizisi
ISBN-10:
6054307425
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199169987
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
336 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
98,00
Havale/EFT ile: 95,06
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199169987
556112
12 Eylül Sabahı -        2010
12 Eylül Sabahı - 2010 #smrgKİTABEVİ
98.00
Kapı gıcırtıyla kapandı. Gittin işte. Gitmek değildi aslında, götürülüyordun, bir insana yakışmayacak hakaretler ve sözler eşliğinde. Bana sarılmak istediğinde buna bile izin verilmemiş, beni kucaklamak için açtığın kollarına acımasızca vurulmuştu.

Arkandan çabuk dönmen için su döken yoktu. Rüyasız bir uykudan uyanmış gibi hüzünlü gözlerle bakıyordum ardından, boyumun yetmediği pencereden seni görebilmek için binbir zorlukla. Birkaç adım ötede ağlayan annemin çığlıklarına karışıyordu, benim hıçkırıklarım. O günün, ömür boyu bir iç yarası olarak kalbimin en derininde kalacağını nerden bilebilirdim ki. Pencerelerin önüne ekmek koyarak alıştırdığın güvercinler fark etti yokluğunu önce, gelmez oldular, sonra yavaş yavaş her şey senin yokluğuna büründü. Senden sonra bütün düşlerimi bir sandık odasına kaldırdım. Babasının prenses kızı olarak büyüyen arkadaşlarımın içinde yalnızlığımı çoğaltarak geçiriyordum günlerimi. Hiçbir karne gününde yanımda değildin, karşıdan karşıya geçerken hep bir elim boşlukta kalıyordu. Senin yokluğunun açtığı hiçbir yara kapanmadı. Ne zaman bir çocuk parkında, bir babanın kızına sarıldığını görsem içimdeki kapanmaz yara biraz daha kanıyor, biraz daha derinleşiyor.

12 Eylül arkasında hiç unutulamayacak acılar bıraktı, bir de ömür boyu babasının gittiği yaşta kalacak olan küçük kızlar…

Kapı gıcırtıyla kapandı. Gittin işte. Gitmek değildi aslında, götürülüyordun, bir insana yakışmayacak hakaretler ve sözler eşliğinde. Bana sarılmak istediğinde buna bile izin verilmemiş, beni kucaklamak için açtığın kollarına acımasızca vurulmuştu.

Arkandan çabuk dönmen için su döken yoktu. Rüyasız bir uykudan uyanmış gibi hüzünlü gözlerle bakıyordum ardından, boyumun yetmediği pencereden seni görebilmek için binbir zorlukla. Birkaç adım ötede ağlayan annemin çığlıklarına karışıyordu, benim hıçkırıklarım. O günün, ömür boyu bir iç yarası olarak kalbimin en derininde kalacağını nerden bilebilirdim ki. Pencerelerin önüne ekmek koyarak alıştırdığın güvercinler fark etti yokluğunu önce, gelmez oldular, sonra yavaş yavaş her şey senin yokluğuna büründü. Senden sonra bütün düşlerimi bir sandık odasına kaldırdım. Babasının prenses kızı olarak büyüyen arkadaşlarımın içinde yalnızlığımı çoğaltarak geçiriyordum günlerimi. Hiçbir karne gününde yanımda değildin, karşıdan karşıya geçerken hep bir elim boşlukta kalıyordu. Senin yokluğunun açtığı hiçbir yara kapanmadı. Ne zaman bir çocuk parkında, bir babanın kızına sarıldığını görsem içimdeki kapanmaz yara biraz daha kanıyor, biraz daha derinleşiyor.

12 Eylül arkasında hiç unutulamayacak acılar bıraktı, bir de ömür boyu babasının gittiği yaşta kalacak olan küçük kızlar…

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat