1199157353
543507
https://www.simurgkitabevi.com/1711-prut-seferi-baltaci-mehmet-pasa-buyuk-petroya-karsi
1711 Prut Seferi: Baltacı Mehmet Paşa Büyük Petro'ya Karşı - #smrgSAHAF
0.00
On sekizinci yüzyıl yeni başladığı sırada, Kuzey ve Doğu Avrupa'daki güç dengeleri kalıcı ve kader çizici surette değişmek yolundaydılar. On yedinci yüzyılı felaketli iç çalkantılar, yabancı güçlerin istilaları ve taht kavgalarıyla boğuşarak geçiren Rus çarlığı tüm bu badireleri sağ atlatmış ve iktidara geçen Romanof hanedanı idaresinde eskisinden de güçlü hale gelmişti. Yeni çar Birinci Petro, artık batı metotlarını her cihetten benimseyerek Rusya'yı düvel-i muazzama arasındaki yerine yükseltmeye hazırdı. Rusya'nın daha fazla güçlenmesi halinde durdurulamaz olacağını öngören Baltık hâkimi İsveç'in hırslı kralı XII. Karl tehlikeyi daha baştan bertaraf etmek için Petro'ya karşı Kuzey Harbi'ni başlatmış fakat 1709'da Ukrayna'da vuku bulan Poltava muharebesinde yenilerek her şeyini kaybetmiş ve kalan adamlarıyla beraber Osmanlı İmparatorluğu sınırlarındaki Bender kalesine sığınmıştı. 1683 ile 1699 arasındaki savaş felaketi ile ilk büyük mağlubiyetine uğramış ve Karlofça muahedesi neticesinde Macaristan'ı yitirmiş bulunan Osmanlı İmparatorluğu tüm bitkinliğine rağmen, artık "Büyük" ünvanı almış olan çar Petro'nun faaliyetlerinden son derece rahatsızlık duyuyor ve İsveç'in ardından sıranın kendisine geleceğini pek ala biliyordu. İşte bu ahval ve şerait dâhilinde, XII. Karl'ın ısrarlı çabaları, Rus küstahlığı ve İstanbul'daki entrikalar neticesi 1711 senesinde Osmanlılar Rusya'ya harp ilan ettiler ve Büyük Petro beklenen hesaplaşma için ordusuyla beraber Prut ovasına yürüdü. Ünlü tarihçi Ahmet Refik Altınay'ın kaleminden çıkma işte bu küçük kitap tüm bu olan bitenleri, devrin birbirinden renkli şahsiyetlerini ve biri genç biri yaşlı iki büyük imparatorluğun trajikomik surette biten ilk büyük karşılaşmasını olanca canlı bir üslupla anlatmakta, tarihe not düşmektedir.
On sekizinci yüzyıl yeni başladığı sırada, Kuzey ve Doğu Avrupa'daki güç dengeleri kalıcı ve kader çizici surette değişmek yolundaydılar. On yedinci yüzyılı felaketli iç çalkantılar, yabancı güçlerin istilaları ve taht kavgalarıyla boğuşarak geçiren Rus çarlığı tüm bu badireleri sağ atlatmış ve iktidara geçen Romanof hanedanı idaresinde eskisinden de güçlü hale gelmişti. Yeni çar Birinci Petro, artık batı metotlarını her cihetten benimseyerek Rusya'yı düvel-i muazzama arasındaki yerine yükseltmeye hazırdı. Rusya'nın daha fazla güçlenmesi halinde durdurulamaz olacağını öngören Baltık hâkimi İsveç'in hırslı kralı XII. Karl tehlikeyi daha baştan bertaraf etmek için Petro'ya karşı Kuzey Harbi'ni başlatmış fakat 1709'da Ukrayna'da vuku bulan Poltava muharebesinde yenilerek her şeyini kaybetmiş ve kalan adamlarıyla beraber Osmanlı İmparatorluğu sınırlarındaki Bender kalesine sığınmıştı. 1683 ile 1699 arasındaki savaş felaketi ile ilk büyük mağlubiyetine uğramış ve Karlofça muahedesi neticesinde Macaristan'ı yitirmiş bulunan Osmanlı İmparatorluğu tüm bitkinliğine rağmen, artık "Büyük" ünvanı almış olan çar Petro'nun faaliyetlerinden son derece rahatsızlık duyuyor ve İsveç'in ardından sıranın kendisine geleceğini pek ala biliyordu. İşte bu ahval ve şerait dâhilinde, XII. Karl'ın ısrarlı çabaları, Rus küstahlığı ve İstanbul'daki entrikalar neticesi 1711 senesinde Osmanlılar Rusya'ya harp ilan ettiler ve Büyük Petro beklenen hesaplaşma için ordusuyla beraber Prut ovasına yürüdü. Ünlü tarihçi Ahmet Refik Altınay'ın kaleminden çıkma işte bu küçük kitap tüm bu olan bitenleri, devrin birbirinden renkli şahsiyetlerini ve biri genç biri yaşlı iki büyük imparatorluğun trajikomik surette biten ilk büyük karşılaşmasını olanca canlı bir üslupla anlatmakta, tarihe not düşmektedir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.