Son on yıl içinde Bergamada yapılan hafriyatlarda ortaya çıkarılan Asklepiyon hakkında yazdığım "Bergamada Asklepiyon" adlı kitabın neşri üzerine, İstanbul Üniversitesi Tıp tarihi profösörü Dr. A. Süheyl Ünver'den bir mektup aldım. Bunda:
Tıp tarihinde Asklepiyon'ların oynadığı rolden bahsedilmekte ve tıbbî folklorun nebatî ilâçlarla tedavi kısmı üzerinde durulduğu bu günde, Bergama Asklepiyon ve Lokman hekim ilâç ve hikâyelerinin toplanılmasındaki ehemmiyet tebarüz ettirilmekte idi.
Sayın Profösörün bu güç arzusunu yerine getirmek için Bergama ve çevresinde görüşmeler ve soruşmalar yapıldı. Bir çok ihtiyarlarla konuşuldu. Ağızdan ağıza söylenen, ve kulaktan kulağa duyulan - Şifalı otlar - ve - Lokman hekim hikâyeleri - inden bir kısmı toplanmış oldu.
Derlemede duyulan; bu otların şifalarını Tosun dayı. Durmuş amca . . saya saya bitiremez, anlata anlata tüketemezdi, fakat yirmi utuz yıl önce öldü, gibi sözler işin en hazin tarafı oluyordu.
Beş yıl önce başlanan bu iş 1938 de kitabın birinci tab'ını vermişti.
Kitap basıldıktan sonra yeni yeni otlar getirildi, hikâyeler duyuldu. Bunların içinde ayrı bir hususiyet ve ehemmiyet taşıyanları da vardı. (Önsözden)
Son on yıl içinde Bergamada yapılan hafriyatlarda ortaya çıkarılan Asklepiyon hakkında yazdığım "Bergamada Asklepiyon" adlı kitabın neşri üzerine, İstanbul Üniversitesi Tıp tarihi profösörü Dr. A. Süheyl Ünver'den bir mektup aldım. Bunda:
Tıp tarihinde Asklepiyon'ların oynadığı rolden bahsedilmekte ve tıbbî folklorun nebatî ilâçlarla tedavi kısmı üzerinde durulduğu bu günde, Bergama Asklepiyon ve Lokman hekim ilâç ve hikâyelerinin toplanılmasındaki ehemmiyet tebarüz ettirilmekte idi.
Sayın Profösörün bu güç arzusunu yerine getirmek için Bergama ve çevresinde görüşmeler ve soruşmalar yapıldı. Bir çok ihtiyarlarla konuşuldu. Ağızdan ağıza söylenen, ve kulaktan kulağa duyulan - Şifalı otlar - ve - Lokman hekim hikâyeleri - inden bir kısmı toplanmış oldu.
Derlemede duyulan; bu otların şifalarını Tosun dayı. Durmuş amca . . saya saya bitiremez, anlata anlata tüketemezdi, fakat yirmi utuz yıl önce öldü, gibi sözler işin en hazin tarafı oluyordu.
Beş yıl önce başlanan bu iş 1938 de kitabın birinci tab'ını vermişti.
Kitap basıldıktan sonra yeni yeni otlar getirildi, hikâyeler duyuldu. Bunların içinde ayrı bir hususiyet ve ehemmiyet taşıyanları da vardı. (Önsözden)