#smrgKİTABEVİ 323 Numaralı Karaman Şer'iyye Sicili 1897 - 1901 (R. 1312 - 1317) - 2012
Geçen yüzyılın sonunda yaygın olan ve bazı uzmanların hâlâ benimsediği bir görüşe göre tarihsel araştırmalarımız geçmişi, "hakikatte olduğu gibi" yansıtan bir imgeyi yeniden inşa etmelidir. Bu hedefe yaklaşabilmenin en önemli koşulu. birincil kaynakların dikkatle incelenmesidir. Ancak birincil kaynaklarla ilgili en önemli husus neyi ele aldıklarıdır. Bu kaynakların büyük çoğunluğu devletler eliyle meydana getirilen ve bugün arşivlerde bulunan kaynaklardır ki varlık sebepleri ait oldukları devletin muhtelif yönlerinin işleyişi ile ilgilidir.
İkinci yaygın gurup ise kralların, hükümdarların, önde gelen komutan. devlet adamı ya da kahramanların hikâyelerini konu edinen ve eskiden yegâne tarih olarak algılanan kaynaklardır. Halbuki değişen tarih anlayışımıza bağlı olarak bugün tarih araştırıcılığının merkezini devletler ya da yönetenler teşkil etmiyor; giderek artan bir merakla genel halk yığınlarının hikayeleri merkeze oturmaktadır. Bu eğilime bağlı olarak kırsal ya da kentsel alanda yaşayan insanları doğrudan veya dolaylı biçimde anlatan birincil kaynaklar, diğer çeşitlere göre azlıkları da göz önüne alınırsa daha bir önemli hale gelmişlerdir.
Geçen yüzyılın sonunda yaygın olan ve bazı uzmanların hâlâ benimsediği bir görüşe göre tarihsel araştırmalarımız geçmişi, "hakikatte olduğu gibi" yansıtan bir imgeyi yeniden inşa etmelidir. Bu hedefe yaklaşabilmenin en önemli koşulu. birincil kaynakların dikkatle incelenmesidir. Ancak birincil kaynaklarla ilgili en önemli husus neyi ele aldıklarıdır. Bu kaynakların büyük çoğunluğu devletler eliyle meydana getirilen ve bugün arşivlerde bulunan kaynaklardır ki varlık sebepleri ait oldukları devletin muhtelif yönlerinin işleyişi ile ilgilidir.
İkinci yaygın gurup ise kralların, hükümdarların, önde gelen komutan. devlet adamı ya da kahramanların hikâyelerini konu edinen ve eskiden yegâne tarih olarak algılanan kaynaklardır. Halbuki değişen tarih anlayışımıza bağlı olarak bugün tarih araştırıcılığının merkezini devletler ya da yönetenler teşkil etmiyor; giderek artan bir merakla genel halk yığınlarının hikayeleri merkeze oturmaktadır. Bu eğilime bağlı olarak kırsal ya da kentsel alanda yaşayan insanları doğrudan veya dolaylı biçimde anlatan birincil kaynaklar, diğer çeşitlere göre azlıkları da göz önüne alınırsa daha bir önemli hale gelmişlerdir.