1199139924
526098
https://www.simurgkitabevi.com/47-gun-sultan-abdulazizin-avrupa-gunlugu
47 Gün: Sultan Abdülaziz'in Avrupa Günlüğü - #smrgSAHAF
0.00
Saat dörtte top sesleri duyuldu. Bunlar hükümdarın Saltanat kayığı ile Dolmabahçe Sarayı'ndan ayrıldığının işaretiydi. Bu atışları Boğaz'ın iki yakasındaki gemiler ve istihkamlardan atılan top atışları takip etti. Dolmabahçe Sarayı önlerinde demirlemiş ve devrin en kıymetli harp gemileri olan fırkateynlerden verilen ahenkli salvo cevapları ile şehir adeta yerinden oynuyordu. Bu sesler Al-i Osman padişahının payitahtından ayrılmak üzere olduğunu bildiriyordu. Adalara kadar koskoca deniz sahası vapur, mavna, çektiri, kayık, sandallarla dolmuştu. Yabancı sefaret mensupları sıra sıra dizilmişler, Osmanlı sancaklarıyla donanmışlar, gündüz olmasına rağmen havai fişeklerle padişahı uğurluyorlardı. Aziziye uskurlu fırkateyni ile birlikte Al-i Osman Padişahına eşlik edecek Orhaniye adlı zırhlı fırkateynin benzeri Rus donanmasında dahi bulunmuyordu. Altı yüz yılı geçen Osmanlı İmparatorluğu'nun 36 Padişahı içinde Avrupa merkezlerine ilk ve son olarak giden tacidarın 47 günlük yolculuğunun anıları, olayları dudaklarınızda tebessümler yaptıracak. Gezide Osmanlı Sultanı Abdülaziz'in yanından ayrılmayan ve Avrupa'ya giden ekibin en yaşlısı olan İstanbul Şehremini Ömer Faiz Efendi, tuttuğu günlüklerde padişahının sosyal anatomisini verirken, Yeni Osmanlılar hareketini başlatan Namık Kemal, Ziya Paşa, Ali Suavi, Mustafa Fazıl Paşa'nın Sultan'la ilişkilerinin bilinmeyen yönlerini anlatıyor. Bilimde, teknolojide, sanatta, ticarette hızla yol alan Avrupa devletlerinin Osmanlı padişahına göz kamaştıran ve bütün dünyada çok geniş yankılar uyandıran bir ilgi gösterdikleri görülüyor. Bütün Avrupa'nın gündemini oluşturan bu gezi Paris'te başlayarak Almanya, Belçika, Avusturya ve İngiltere'ye kadar devam etti. Sultan Abdülaziz Paris'ten ayrılırken Le Figaro gazetesi Fransız halkının intibalarını manşetinden şöyle yorumluyordu: ''Osmanlı Sultanı Fransızların kalbini de beraberinde götürüyor'' Kıdemli tarihçi Cemal Kutay'ın, ömrünü verdiği arşivinden, konularına gerçek değerini getiren yayınlanmamış kaynaklar ve hatıralardan oluşturduğu belgesel kitabı böylesine bir çalışmanın ve inancın ürünü. (Tanıtım Bülteninden)
Saat dörtte top sesleri duyuldu. Bunlar hükümdarın Saltanat kayığı ile Dolmabahçe Sarayı'ndan ayrıldığının işaretiydi. Bu atışları Boğaz'ın iki yakasındaki gemiler ve istihkamlardan atılan top atışları takip etti. Dolmabahçe Sarayı önlerinde demirlemiş ve devrin en kıymetli harp gemileri olan fırkateynlerden verilen ahenkli salvo cevapları ile şehir adeta yerinden oynuyordu. Bu sesler Al-i Osman padişahının payitahtından ayrılmak üzere olduğunu bildiriyordu. Adalara kadar koskoca deniz sahası vapur, mavna, çektiri, kayık, sandallarla dolmuştu. Yabancı sefaret mensupları sıra sıra dizilmişler, Osmanlı sancaklarıyla donanmışlar, gündüz olmasına rağmen havai fişeklerle padişahı uğurluyorlardı. Aziziye uskurlu fırkateyni ile birlikte Al-i Osman Padişahına eşlik edecek Orhaniye adlı zırhlı fırkateynin benzeri Rus donanmasında dahi bulunmuyordu. Altı yüz yılı geçen Osmanlı İmparatorluğu'nun 36 Padişahı içinde Avrupa merkezlerine ilk ve son olarak giden tacidarın 47 günlük yolculuğunun anıları, olayları dudaklarınızda tebessümler yaptıracak. Gezide Osmanlı Sultanı Abdülaziz'in yanından ayrılmayan ve Avrupa'ya giden ekibin en yaşlısı olan İstanbul Şehremini Ömer Faiz Efendi, tuttuğu günlüklerde padişahının sosyal anatomisini verirken, Yeni Osmanlılar hareketini başlatan Namık Kemal, Ziya Paşa, Ali Suavi, Mustafa Fazıl Paşa'nın Sultan'la ilişkilerinin bilinmeyen yönlerini anlatıyor. Bilimde, teknolojide, sanatta, ticarette hızla yol alan Avrupa devletlerinin Osmanlı padişahına göz kamaştıran ve bütün dünyada çok geniş yankılar uyandıran bir ilgi gösterdikleri görülüyor. Bütün Avrupa'nın gündemini oluşturan bu gezi Paris'te başlayarak Almanya, Belçika, Avusturya ve İngiltere'ye kadar devam etti. Sultan Abdülaziz Paris'ten ayrılırken Le Figaro gazetesi Fransız halkının intibalarını manşetinden şöyle yorumluyordu: ''Osmanlı Sultanı Fransızların kalbini de beraberinde götürüyor'' Kıdemli tarihçi Cemal Kutay'ın, ömrünü verdiği arşivinden, konularına gerçek değerini getiren yayınlanmamış kaynaklar ve hatıralardan oluşturduğu belgesel kitabı böylesine bir çalışmanın ve inancın ürünü. (Tanıtım Bülteninden)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.