#smrgKİTABEVİ Abdullah Aydın - Bir Sıra Neferi -
Bir Sıra Neferi Abdullah Aydın bu bakış açısıyla hazırlanan kitaplardan. Abdullah Aydın'ın 1944 yılında Artvin'in Yukarımaden köyünde başlayan yaşam öyküsünde aynı zamanda Artvin'in 1945 sonrasına dair pek çok şey buluyoruz. Demokrat Parti'nin yarattığı iklimin ve 27 Mart Darbesi'nin toplumsal hayattaki etkilerini bir de Abdullah Aydın'ın anlatımlarıyla gözlemliyoruz. Aydın, 1960'ların Ankara'sına; gençlik hareketinin mayalandığı yıllara; 68 devrimci hareketine; o yılların kültür-sanat, edebiyat dünyasına; 12 Mart ve sonrasına, yükselen devrimci harekete ve 12 Eylül yıllarına ilişkin pek çok şey anlatıyor. TÖS, TÖBDER, Eğit-Sen ve Eğitim Sen'le süren eğitim emekçilerinin mücadelesine dair de birinci derece kaynak niteliğinde anlatımlar okuyoruz. Halkevlerinin 1980 öncesine ve 1980 sonrasındaki yeniden kuruluş sürecine dair bilgilere erişiyoruz. Elbette 90'lı yılların mücadeleleri, 2000'li yıllar ve günümüz de ele alınıyor.
Abdullah Aydın, insanlığın eşitlik, özgürlük düşünü kurmaktan hiç vazgeçmemiş, aynı zamanda mütevazı, kibar, saygılı bir insan olarak gönüllerde yer etmiş. Bunlarla birlikte neşesini ve coşkusunu hiç kaybetmemiş. Genç bir devrimcinin coşkusunu, öğrenme merakını hep korumuş ama önde durmanın da hep hakkını vermiş. En önemlisi hiçbir zaman “büyük küçük” diye ayırmadan her işi yapmış, aldığı her sorumluluğu yerine getirmiş. Kitabın adı bu yüzden “Bir Sıra Neferi” olarak koyulmuş.
Görüyoruz ki Abdullah Aydın iyi bir devrimci, iyi bir mücadele arkadaşı, iyi bir dost, iyi bir eş, iyi bir dede olmayı başarmış. Kitabın başından sonuna kadar eksilmeyen umudu görüyoruz. Aynı zamanda eşitliğe, özgürlüğe, barışa, kardeşliğe olan inancı…
Bir Sıra Neferi Abdullah Aydın bu bakış açısıyla hazırlanan kitaplardan. Abdullah Aydın'ın 1944 yılında Artvin'in Yukarımaden köyünde başlayan yaşam öyküsünde aynı zamanda Artvin'in 1945 sonrasına dair pek çok şey buluyoruz. Demokrat Parti'nin yarattığı iklimin ve 27 Mart Darbesi'nin toplumsal hayattaki etkilerini bir de Abdullah Aydın'ın anlatımlarıyla gözlemliyoruz. Aydın, 1960'ların Ankara'sına; gençlik hareketinin mayalandığı yıllara; 68 devrimci hareketine; o yılların kültür-sanat, edebiyat dünyasına; 12 Mart ve sonrasına, yükselen devrimci harekete ve 12 Eylül yıllarına ilişkin pek çok şey anlatıyor. TÖS, TÖBDER, Eğit-Sen ve Eğitim Sen'le süren eğitim emekçilerinin mücadelesine dair de birinci derece kaynak niteliğinde anlatımlar okuyoruz. Halkevlerinin 1980 öncesine ve 1980 sonrasındaki yeniden kuruluş sürecine dair bilgilere erişiyoruz. Elbette 90'lı yılların mücadeleleri, 2000'li yıllar ve günümüz de ele alınıyor.
Abdullah Aydın, insanlığın eşitlik, özgürlük düşünü kurmaktan hiç vazgeçmemiş, aynı zamanda mütevazı, kibar, saygılı bir insan olarak gönüllerde yer etmiş. Bunlarla birlikte neşesini ve coşkusunu hiç kaybetmemiş. Genç bir devrimcinin coşkusunu, öğrenme merakını hep korumuş ama önde durmanın da hep hakkını vermiş. En önemlisi hiçbir zaman “büyük küçük” diye ayırmadan her işi yapmış, aldığı her sorumluluğu yerine getirmiş. Kitabın adı bu yüzden “Bir Sıra Neferi” olarak koyulmuş.
Görüyoruz ki Abdullah Aydın iyi bir devrimci, iyi bir mücadele arkadaşı, iyi bir dost, iyi bir eş, iyi bir dede olmayı başarmış. Kitabın başından sonuna kadar eksilmeyen umudu görüyoruz. Aynı zamanda eşitliğe, özgürlüğe, barışa, kardeşliğe olan inancı…