Adalı Halil, Edirnenin Kiliseli köyünde doğmuştur.Fakat bu, pehlivanın aslen Edirne Kilisesinden olup olmadığı malûm değildir. Yani, Adalı Halilin babası ve dedesi aslen Edirneli midir?.. Yoksa bu meşhur pehlivanımız da diğer büyük pehlivanlarımız gibi muhacir olarak Edirnenin Kilise köyüne konmuş çocuklardan mıdır?..
Benim tetkikatıma ve kanaatime göre Adalı Halil, ecdaden Edirnenin Kilise köyünden olmayıp Deliormanlıdır. Çünkü yapısı ve Kilise köyünün kısmen muhacirlerden teşekkül etmiş bulunması Adalı Halilin ecdaden Edirneli olmadığını gösteriyor.
Her ne hal ise, mademki, bu arslan Türk çocuğu aslen Türk oğlu Türktür... İster Deliormanlı olsun, ister Edirneli olsun, hepsi birdir.
Edirneliler, meşhur Adalı Halilleriyle iftihar ederler. Ve etmekte de hakları yardır. Çünkü Adalı Halil, Kel Aliçolardan, Kavas oğlu Koca İbrahimlerden, Yürük Alilerden sonra gelen pehlivanların sayılılarındandır.
Adalı Halil, Sultan Aziz devri ortalarına doğru 1285 Hicrî senesinde doğmuştur. Yani Alman ve Fransız harbi bitmek üzereyken veyahut bitmiş bir halde bulunurken dünyaya gözlerim açmıştır (1870 - 1871).
Adalı Halil, tam bir pehlivan havası içinde dünyaya gelmiş ve bu havanın ciyadetiyle teneffüs ede ede büyüyerek meşhur bir pehlivan olmuştur.
Adalı Halil, genç denecek bir yaşta vefat etmiştir. 1927 de Edirnede gözlerini kapamıştır. Adalı Halilin hastalığı ağırdı. Pehlivan fazlaca üşüterek zatürrie olmuştu.
Adalı Halilin mezarı malûmdur. Edirneliler pehlivanlarını korumuştur. Mezarı Kasımpaşa camii mezarlığındadır.
Diğer meşhur pehlivanlarımızın birçoğunun mezarları ve öldükleri yerler meçhul olmakla beraber hamdolsun Adalıyı Edirneliler muhafaza etmişlerdir.
KIZILCIKLI MAHMUT
Kızılcıklı Mahmut, aslen Deliorman Türklerindendir. Muhacir olarak Anadoluya göçmüş bir ailenin evlâdıdır.
Ben, Kızılcıklı Mahmudun genç yaşına yetişmiş olduğum dan bütün hayatını kendi notlarım dahilinde bilip yazabilecek vaziyetteyim.
Kızılcıklıyı kimseye sormağa lüzum görmeden tanıdığım ve bildiğim gibi yazacağım.
Kızılcıklının Avrupa ve Amerikadaki güreşlerini de yakinen takip edip not etmişlerdenim.
Avrupadan ve Amerikadan memleketimize dönen Kızılcıklıyı adım adım takip etmişimdir.
Kızılcıklıyı Avrupaya göndermeğe tavassut edenlerin başında bulunuyordum. Onu Amerikaya götüren organizatöre tercümanlık, . vasıtalık ettim. Kızılcıklıyı, talim ve terbiyede yararlığım vardı. Ona Sandou'larla çalışmayı, hafif güllelerle idman yapma usullerini, yani alafranga oyunları göstermek fırsatında bulundum. Kızılcıklı, uzun boylu, karayağız, adaleli, ense kulak yerinde, sert ve kavi pençeli bir gençti.
Kızılcıklı Mahmut, Sultan Hamid devrinin son başpehlivanlarından jMeşrutiyet devrinin tanınmış başlarından idi.
Kızılcıklı, yapısı itibariyle tam bir pehlivandı. Tetik, çevik olduğu hal ve etvarından belli idi. Yağsız, adaleli bir vücuda malikti. Zeki ve keskin bakışlı idi. Sözü sohbeti yerinde idi. Yani tam bir pehlivan edasına ve çalımına malikti.
Kızılcıklı yağ güreşinde, serbest güreşte, alafranga güreşte Türkiye başpehlivanlığını kazanmıştı. Yıldız Sarayı bahçesinde Amerika dönüşü yaptığı yağlı güreşte o günün başpehlivanlarını mağlûp ederek başpehlivan olmuştu. (Kitaptan)
Adalı Halil, Edirnenin Kiliseli köyünde doğmuştur.Fakat bu, pehlivanın aslen Edirne Kilisesinden olup olmadığı malûm değildir. Yani, Adalı Halilin babası ve dedesi aslen Edirneli midir?.. Yoksa bu meşhur pehlivanımız da diğer büyük pehlivanlarımız gibi muhacir olarak Edirnenin Kilise köyüne konmuş çocuklardan mıdır?..
Benim tetkikatıma ve kanaatime göre Adalı Halil, ecdaden Edirnenin Kilise köyünden olmayıp Deliormanlıdır. Çünkü yapısı ve Kilise köyünün kısmen muhacirlerden teşekkül etmiş bulunması Adalı Halilin ecdaden Edirneli olmadığını gösteriyor.
Her ne hal ise, mademki, bu arslan Türk çocuğu aslen Türk oğlu Türktür... İster Deliormanlı olsun, ister Edirneli olsun, hepsi birdir.
Edirneliler, meşhur Adalı Halilleriyle iftihar ederler. Ve etmekte de hakları yardır. Çünkü Adalı Halil, Kel Aliçolardan, Kavas oğlu Koca İbrahimlerden, Yürük Alilerden sonra gelen pehlivanların sayılılarındandır.
Adalı Halil, Sultan Aziz devri ortalarına doğru 1285 Hicrî senesinde doğmuştur. Yani Alman ve Fransız harbi bitmek üzereyken veyahut bitmiş bir halde bulunurken dünyaya gözlerim açmıştır (1870 - 1871).
Adalı Halil, tam bir pehlivan havası içinde dünyaya gelmiş ve bu havanın ciyadetiyle teneffüs ede ede büyüyerek meşhur bir pehlivan olmuştur.
Adalı Halil, genç denecek bir yaşta vefat etmiştir. 1927 de Edirnede gözlerini kapamıştır. Adalı Halilin hastalığı ağırdı. Pehlivan fazlaca üşüterek zatürrie olmuştu.
Adalı Halilin mezarı malûmdur. Edirneliler pehlivanlarını korumuştur. Mezarı Kasımpaşa camii mezarlığındadır.
Diğer meşhur pehlivanlarımızın birçoğunun mezarları ve öldükleri yerler meçhul olmakla beraber hamdolsun Adalıyı Edirneliler muhafaza etmişlerdir.
KIZILCIKLI MAHMUT
Kızılcıklı Mahmut, aslen Deliorman Türklerindendir. Muhacir olarak Anadoluya göçmüş bir ailenin evlâdıdır.
Ben, Kızılcıklı Mahmudun genç yaşına yetişmiş olduğum dan bütün hayatını kendi notlarım dahilinde bilip yazabilecek vaziyetteyim.
Kızılcıklıyı kimseye sormağa lüzum görmeden tanıdığım ve bildiğim gibi yazacağım.
Kızılcıklının Avrupa ve Amerikadaki güreşlerini de yakinen takip edip not etmişlerdenim.
Avrupadan ve Amerikadan memleketimize dönen Kızılcıklıyı adım adım takip etmişimdir.
Kızılcıklıyı Avrupaya göndermeğe tavassut edenlerin başında bulunuyordum. Onu Amerikaya götüren organizatöre tercümanlık, . vasıtalık ettim. Kızılcıklıyı, talim ve terbiyede yararlığım vardı. Ona Sandou'larla çalışmayı, hafif güllelerle idman yapma usullerini, yani alafranga oyunları göstermek fırsatında bulundum. Kızılcıklı, uzun boylu, karayağız, adaleli, ense kulak yerinde, sert ve kavi pençeli bir gençti.
Kızılcıklı Mahmut, Sultan Hamid devrinin son başpehlivanlarından jMeşrutiyet devrinin tanınmış başlarından idi.
Kızılcıklı, yapısı itibariyle tam bir pehlivandı. Tetik, çevik olduğu hal ve etvarından belli idi. Yağsız, adaleli bir vücuda malikti. Zeki ve keskin bakışlı idi. Sözü sohbeti yerinde idi. Yani tam bir pehlivan edasına ve çalımına malikti.
Kızılcıklı yağ güreşinde, serbest güreşte, alafranga güreşte Türkiye başpehlivanlığını kazanmıştı. Yıldız Sarayı bahçesinde Amerika dönüşü yaptığı yağlı güreşte o günün başpehlivanlarını mağlûp ederek başpehlivan olmuştu. (Kitaptan)
