Tanrı'nın var olmasının ya da var olmamasının yol açacağı bazı sonuçlar vardır. Elinizdeki kitap, ahlak alanında Tanrı'nın var olup olmamasının ne gibi farklara yol açtığını ya da bir farka yol açıp açmadığını incelemektedir. Kitabın “Tanrı vardır” ya da “Objektif ahlak vardır” gibi iddiaları yoktur. Ancak iddiam, objektif bir ahlakın varlığının ancak Tanrı ile mümkün olabildiği ve bu ahlakın insanlar üzerindeki bağlayıcılığının (rasyonel temelinin) ancak ilahi adalet vadeden bir Tanrı ile mümkün olabildiğidir.
Bu durumda insanlığın önünde ancak iki makul seçenek bulunmaktadır: Teizm ya da ahlaki nihilizm.
Bunun dışında kalan seküler objektif ahlak teorileri hem Tanrı'yı oyunun dışında tutup hem de içi boşalan ahlaki kavramları hâlâ bir manaya sahiplermiş gibi kullanmaktadırlar. Fakat Tanrısız objektif bir ahlakın olduğu iddiası meşru bir zemine dayanmamaktadır ve keyfi bir iddiadır. Tanrı yoksa bizi bekleyen yegâne seçenek, objektif bir ahlakın var olmadığını savunan ahlaki nihilizmdir. Zira eğer Tanrı yoksa, ahlak şans eseri geliştirdiğimiz evrimsel bir adaptasyondur. Bu durumda ahlak ve iyi-kötü gibi ahlaki kavramlar kendinde bir değere sahip olmayan sosyal fenomenlerdir. Zira Tanrı yoksa ahlak, zeki bir hayvan türü olan insanın kendini haddinden fazla kaptırdığı bir illüzyondur.