#smrgKİTABEVİ Ahlakın Akli ve İnsani Temeli - 2024

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
ISBN-10:
6256005419
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199226709
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
154
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
120,00
Havale/EFT ile: 116,40
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199226709
613515
Ahlakın Akli ve İnsani Temeli -        2024
Ahlakın Akli ve İnsani Temeli - 2024 #smrgKİTABEVİ
120.00
“Ahlâkın Aklî ve İnsânî Temeli”, herhangi bir dayanaktan yoksun ahlâka, sonradan icat edilmiş yeni bir temel keşfetmek gibi bir sav öne sürmemektedir. Ahlâk, kendi başına, başlı başına ve bağımsız bir felsefi alan olarak vardır. İnsan, ‘ahlâk' gerçeğinden hiçbir an sıyrılıp çıkarak ve ona rağmen yaşayarak, var olamaz. Çünkü bu realite, insana sonradan ve onun özüne karşın eklenmiş yabancı bir nesne değildir. Hatta belki de ahlâk, insanın biricik gerçekliği ve tek hakikati olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yüzden insan, her şeyden önce bir değer varlığıdır. Ahlâk realitesi ona dışarıdan eklemlenmiş değilse, bu değer hakikatinin yaşayan ve bize görünen yüzünü, yine insanın yaşayan ve bize görünen varoluş gerçekliğinin farkına vararak, gözleyebiliriz. Aklın ve insanın olmadığı bir yerde, kutsalın söyledikleri, yalçın kayalardan yansıyan nidanın tekrar sahibine dönmesinden ibaret kalacaktır. Bu nida, akılla akıl, insanla insan; çocukla çocuk, büyükle büyük vs. olduğu sürece, insan ve onun aklıyla kendi değerini tartmak gibi kesintisiz bir insânî tecrübenin gündemini her an doldurabilir.
“Ahlâkın Aklî ve İnsânî Temeli”, herhangi bir dayanaktan yoksun ahlâka, sonradan icat edilmiş yeni bir temel keşfetmek gibi bir sav öne sürmemektedir. Ahlâk, kendi başına, başlı başına ve bağımsız bir felsefi alan olarak vardır. İnsan, ‘ahlâk' gerçeğinden hiçbir an sıyrılıp çıkarak ve ona rağmen yaşayarak, var olamaz. Çünkü bu realite, insana sonradan ve onun özüne karşın eklenmiş yabancı bir nesne değildir. Hatta belki de ahlâk, insanın biricik gerçekliği ve tek hakikati olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yüzden insan, her şeyden önce bir değer varlığıdır. Ahlâk realitesi ona dışarıdan eklemlenmiş değilse, bu değer hakikatinin yaşayan ve bize görünen yüzünü, yine insanın yaşayan ve bize görünen varoluş gerçekliğinin farkına vararak, gözleyebiliriz. Aklın ve insanın olmadığı bir yerde, kutsalın söyledikleri, yalçın kayalardan yansıyan nidanın tekrar sahibine dönmesinden ibaret kalacaktır. Bu nida, akılla akıl, insanla insan; çocukla çocuk, büyükle büyük vs. olduğu sürece, insan ve onun aklıyla kendi değerini tartmak gibi kesintisiz bir insânî tecrübenin gündemini her an doldurabilir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat