Ülkemizde "milli burjuvazi yaratma" çabalarının en önemli aktörlerinden olan Ahmet Hamdi; gençlik yıllarında gazetelerde ve özellikle Ticaret-i Umumiye Mecmuası, Türkiye İktisat Mecmuası, Kooperatif ve Barış Dünyası gibi dergilerde yazılar yazdı. Ahmet Hamdi yaşadığı her dönemde iktidar ile ilişkiler kurmuş, ancak düşüncelerine ters düştüğü anda ise iktidar ile arasına mesafe girmiştir. Buna rağmen hiçbir zaman fikirlerinden vazgeçmemiş olması, yakın tarihimizde pek rastlanmayan samimiyetini göstermektedir. Bu tutumudur ki, Ahmet Hamdi'yi her zaman 'ikbal kapılarından" uzak tutabilmiştir.
Ahmet Hamdi'nin yıldızı 1930'da parlar. Ama bir süre sonra Atatürk ile aralarına, Gazi'nin çevresini kuşatan "mutad zevat" girer. Daha sonra Ahmet Hamdi'yi Demokrat Parti'nin kuruluşlu sürecindeki demokrasi heyecanı içinde görürüz. Bu heyecan onu 195O'de TBMM'ye kadar götürür. Ne var ki, DP'nin güçlü liderliği ile yolları çok çabuk ayrılacaktır. Ardından bir askeri darbenin, 27 Mayıs'ın yanında yer alır. Ahmet Hamdi 27 Mayıs'ı, DP iktidarının baskısına karşı bir umut ve kurtuluş kapısı olarak görür. Fakat 27 Mayıs'a beslediği umudu da kısa sürede söner gider.
İşte Murat Koraltürk'ün, Ahmet Hamdi Başar'ın 1962 - 1971 yılları arasında neredeyse tek başına çıkarmış olduğu Barış Dünyası dergisinde tefrika ettiği hatıralarını derleyerek yayına hazırladığı Ahmet Hamdi Başar'ın Hatıraları'nda, İkinci Meşrutiyet'ten 27 Mayıs 1960 sonrasına kadar uzanan süreçte "yalnız bir fikir adamı"nın tüm iniş çıkışlarıyla yaşamı ve düşünsel mücadelesi yer almaktadır.
Yakın tarihimiz açısından çok önemli olan hatıralarının bu ilk cildinde Ahmet Hamdi Başar, Meşrutiyet döneminden başlayarak Cumhuriyet yıllarına ilişkin yaşadıklarını, İstanbul limanının millileşmesini, altı ok ilkelerini, devletçiliği, Atatürk'le olan yakınlığını ve Tek Parti Dönemi'ni, İsmet İnönü'yü ve kendine özgü politikasını konu ediniyor.
Ülkemizde "milli burjuvazi yaratma" çabalarının en önemli aktörlerinden olan Ahmet Hamdi; gençlik yıllarında gazetelerde ve özellikle Ticaret-i Umumiye Mecmuası, Türkiye İktisat Mecmuası, Kooperatif ve Barış Dünyası gibi dergilerde yazılar yazdı. Ahmet Hamdi yaşadığı her dönemde iktidar ile ilişkiler kurmuş, ancak düşüncelerine ters düştüğü anda ise iktidar ile arasına mesafe girmiştir. Buna rağmen hiçbir zaman fikirlerinden vazgeçmemiş olması, yakın tarihimizde pek rastlanmayan samimiyetini göstermektedir. Bu tutumudur ki, Ahmet Hamdi'yi her zaman 'ikbal kapılarından" uzak tutabilmiştir.
Ahmet Hamdi'nin yıldızı 1930'da parlar. Ama bir süre sonra Atatürk ile aralarına, Gazi'nin çevresini kuşatan "mutad zevat" girer. Daha sonra Ahmet Hamdi'yi Demokrat Parti'nin kuruluşlu sürecindeki demokrasi heyecanı içinde görürüz. Bu heyecan onu 195O'de TBMM'ye kadar götürür. Ne var ki, DP'nin güçlü liderliği ile yolları çok çabuk ayrılacaktır. Ardından bir askeri darbenin, 27 Mayıs'ın yanında yer alır. Ahmet Hamdi 27 Mayıs'ı, DP iktidarının baskısına karşı bir umut ve kurtuluş kapısı olarak görür. Fakat 27 Mayıs'a beslediği umudu da kısa sürede söner gider.
İşte Murat Koraltürk'ün, Ahmet Hamdi Başar'ın 1962 - 1971 yılları arasında neredeyse tek başına çıkarmış olduğu Barış Dünyası dergisinde tefrika ettiği hatıralarını derleyerek yayına hazırladığı Ahmet Hamdi Başar'ın Hatıraları'nda, İkinci Meşrutiyet'ten 27 Mayıs 1960 sonrasına kadar uzanan süreçte "yalnız bir fikir adamı"nın tüm iniş çıkışlarıyla yaşamı ve düşünsel mücadelesi yer almaktadır.
Yakın tarihimiz açısından çok önemli olan hatıralarının bu ilk cildinde Ahmet Hamdi Başar, Meşrutiyet döneminden başlayarak Cumhuriyet yıllarına ilişkin yaşadıklarını, İstanbul limanının millileşmesini, altı ok ilkelerini, devletçiliği, Atatürk'le olan yakınlığını ve Tek Parti Dönemi'ni, İsmet İnönü'yü ve kendine özgü politikasını konu ediniyor.