Sanatçı, geniş bir mesleki kültür ve mesleki pratikle yoğrulmuş bir işçidir.
Sanatçı, mesleğini, hayatın akışı içinde gerçek yerine yerleştirebilen bir düşünürdür.
Sanatçı, kendini yenileyen, aşan, tutucu ve durağan olmayan, yapıcı bir güçtür.
Sanatçı, ülkesinin gerçeklerine ve koşullarına göre kendine bir yer seçmeyi bilen, ilerici namuslu aydındır.
Sanatçı, sevgisini namusuyla, yüreğini aklıyla yoğurmayı başaran, aydınlığa uzanan bir savaşçıdır.
Türkiye'nin ilk diplomalı tiyatro yönetmeni Yücel Erten, Akıntıya Kürek adını verdiği kitabında anılarını, sanatı, sanatçıyı anlatıyor. Mesleğinde yarım asrı geride bırakan Erten, Konservatuvar yıllarından başlayarak, Devlet Tiyatroları deneyimlerini, yurtdışındaki eğitiminin ona kattıklarını ve sahneye koyduğu her yeni oyunda yaşadıklarını okurlarla paylaşıyor.
Uğradığı haksızlıklar, sanat dünyasına dair eleştirileri, mutlulukları, başarıları, hepsini yakından tanıdığımız kimi ışıklar içinde kimi hâlâ alkışlamaya devam ettiğimiz dostlarıyla gerçekleştirdiği, gerçekleştiremediği hayalleri…
Sadece Yücel Erten'in değil Türk Tiyatrosu'nun da anıları var bu kitapta. Bugünü anlamak, yarınlara yön vermek için dünü bilmek gerekir. Akıntıya Kürek, dünü dürüstçe, sözünü esirgemeden ve yargılamadan anlatıyor.
Sanatçı, geniş bir mesleki kültür ve mesleki pratikle yoğrulmuş bir işçidir.
Sanatçı, mesleğini, hayatın akışı içinde gerçek yerine yerleştirebilen bir düşünürdür.
Sanatçı, kendini yenileyen, aşan, tutucu ve durağan olmayan, yapıcı bir güçtür.
Sanatçı, ülkesinin gerçeklerine ve koşullarına göre kendine bir yer seçmeyi bilen, ilerici namuslu aydındır.
Sanatçı, sevgisini namusuyla, yüreğini aklıyla yoğurmayı başaran, aydınlığa uzanan bir savaşçıdır.
Türkiye'nin ilk diplomalı tiyatro yönetmeni Yücel Erten, Akıntıya Kürek adını verdiği kitabında anılarını, sanatı, sanatçıyı anlatıyor. Mesleğinde yarım asrı geride bırakan Erten, Konservatuvar yıllarından başlayarak, Devlet Tiyatroları deneyimlerini, yurtdışındaki eğitiminin ona kattıklarını ve sahneye koyduğu her yeni oyunda yaşadıklarını okurlarla paylaşıyor.
Uğradığı haksızlıklar, sanat dünyasına dair eleştirileri, mutlulukları, başarıları, hepsini yakından tanıdığımız kimi ışıklar içinde kimi hâlâ alkışlamaya devam ettiğimiz dostlarıyla gerçekleştirdiği, gerçekleştiremediği hayalleri…
Sadece Yücel Erten'in değil Türk Tiyatrosu'nun da anıları var bu kitapta. Bugünü anlamak, yarınlara yön vermek için dünü bilmek gerekir. Akıntıya Kürek, dünü dürüstçe, sözünü esirgemeden ve yargılamadan anlatıyor.