#smrgKİTABEVİ Aklın Uykusu = The Sleep of Reason - 2013
“Aklın Uykusu”, sanatçının 1990'lı yıllardan bu yana üretiminde ele almayı sürdürdüğü beden ve kimlik etrafındaki konulara odaklanırken; bir yandan da sanatla bilim arasındaki ilişkiyi ve sanatın teknolojiye bağımlılığını tartışmaya açıyor.
Marc Quinn'in yapıtları çoğu zaman insanlık tarihine, yaradılış sürecine, evren ve zaman kavramlarına göndermeler içerir. Sanatçının 1991 yılından bu yana kendi kanını kullanarak ürettiği otoportreleri ve insan bedeni için standartlaştırılmış estetik “norm”ları tersine çeviren heykelleri, Kendi/Öteki, Beden/Zihin, Doğa/Kültür gibi ikiliklerin yapaylığına ve tarihselliğine işaret eder; pek çok yapıtı Yaşam/Ölüm, Doğum/Yokoluş gibi karşıtlıkların bir arada varolma hallerini araştırır. Marc Quinn “iç” ve “dış” arasındaki ilişkiyi beden üzerinden okumaya açan yapıtlarında “iç”e etkileyici ve kafa karıştırıcı bir görünürlük kazandırırken, “dış”ı “iç”i çevreleyen ve tanımlayan bir alan olarak ele alır.
Sanat kuramcısı Selen Ansen,sanatçının ARTER'deki sergisini, “iç”le “dış” arasındaki bir geçiş alanı olarak “eşik” kavramı etrafında kurguladı. Sergi, “iç” ve “dış” kavramlarının tarihsel ve kültürel inşasını merkezine alarak, dünyayı algılayışımızı belirleyen kategorilere, kendimizi inşa ederken “dışarı”yla ve “öteki”yle kurduğumuz ilişkilere göndermeler taşıyor.
“Aklın Uykusu”, sanatçının 1990'lı yıllardan bu yana üretiminde ele almayı sürdürdüğü beden ve kimlik etrafındaki konulara odaklanırken; bir yandan da sanatla bilim arasındaki ilişkiyi ve sanatın teknolojiye bağımlılığını tartışmaya açıyor.
Marc Quinn'in yapıtları çoğu zaman insanlık tarihine, yaradılış sürecine, evren ve zaman kavramlarına göndermeler içerir. Sanatçının 1991 yılından bu yana kendi kanını kullanarak ürettiği otoportreleri ve insan bedeni için standartlaştırılmış estetik “norm”ları tersine çeviren heykelleri, Kendi/Öteki, Beden/Zihin, Doğa/Kültür gibi ikiliklerin yapaylığına ve tarihselliğine işaret eder; pek çok yapıtı Yaşam/Ölüm, Doğum/Yokoluş gibi karşıtlıkların bir arada varolma hallerini araştırır. Marc Quinn “iç” ve “dış” arasındaki ilişkiyi beden üzerinden okumaya açan yapıtlarında “iç”e etkileyici ve kafa karıştırıcı bir görünürlük kazandırırken, “dış”ı “iç”i çevreleyen ve tanımlayan bir alan olarak ele alır.
Sanat kuramcısı Selen Ansen,sanatçının ARTER'deki sergisini, “iç”le “dış” arasındaki bir geçiş alanı olarak “eşik” kavramı etrafında kurguladı. Sergi, “iç” ve “dış” kavramlarının tarihsel ve kültürel inşasını merkezine alarak, dünyayı algılayışımızı belirleyen kategorilere, kendimizi inşa ederken “dışarı”yla ve “öteki”yle kurduğumuz ilişkilere göndermeler taşıyor.