1927'de Sovyet Rusya'ya büyük ümitlerle gitmişken bir sene sonra oradan nasıl bir hayal kırılışıyla döndüğünü anlatarak birtakım uşakların tekerlemeleriyle meydana gelen Sovyet efsanesinin nasıl kof bir balondan baska bir şey olmadığını su götürmez delillerle ispat ediyor. Okuyucular bu kitabın politika hırsıyla değil, sadece insanları seven ve hakikate tapan bir sanatkarın duyduğu dehşet ve tiksinme hissiyle kaleme aldığını itiraf etmek zorunda kalacaklardır. (Arka kapaktan)
1927'de Sovyet Rusya'ya büyük ümitlerle gitmişken bir sene sonra oradan nasıl bir hayal kırılışıyla döndüğünü anlatarak birtakım uşakların tekerlemeleriyle meydana gelen Sovyet efsanesinin nasıl kof bir balondan baska bir şey olmadığını su götürmez delillerle ispat ediyor. Okuyucular bu kitabın politika hırsıyla değil, sadece insanları seven ve hakikate tapan bir sanatkarın duyduğu dehşet ve tiksinme hissiyle kaleme aldığını itiraf etmek zorunda kalacaklardır. (Arka kapaktan)