Ya Allah, Ya Muhammed, Ya Ali
La Feta İlla Ali, La Seyfe İlla Zülfikar”
“Tut ki Ali'den miras kaldı sana Zülfikâr, sende Ali'nin yüreği yoksa Zülfikâr neye yarar?”
Yüce Allah'ın aslanı Hz. Ali'nin izinden yürüyen İstihbaratçı Hidayet'in,Alevi olduğu için bir türlü kavuşamadığı, kara sevdaya tutulduğu Lütfiye ve Hidayet aşkını ve mesleki hayatında mezhebi nedeniyle karşılaştığı zorlukları anlatan sürükleyici macera romanı.
Çorumun Mecitözü ilçesinde başlayan, vatan aşkı ile yanan üç kafadar Alevi gencin, vatana hizmet etmek için asker olarak çıktıkları serüveni ve sonrasında Hidayet'in İstihbarata katılmasıyla kahramanın yaşadığı maceralarını konu ediniyor. Çorum, Ankara, Samsun ve Diyarbakır'da yaşanan, zamanın OHAL bölgesindeki olayları anlatan romanımız; Hidayet'in Samsun'da Derinciler ile mücadeleye başlamasıyla, devamında Diyarbakır'da Kahraman Emniyet Müdürü Gaffar Baba'nın verdiği emir ve talimatlarla, Derin paralel devlet yapılanması ve terör örgütlerine karşı amansız mücadelelerini konu ediniyor. Romana İstihbaratçı Nida Öğretmen'in girmesiyle kadınlarımızın sahadaki görevlerinin önemi vurgulanıyor. Gerçek yaşanmış hikâyelerden kurgulanan romanımız,Alevilere karşı yanlış bilinenlerin ve önyargıların yıkıldığı, Alevilerin bu vatanın mayası ve tuzu olduğu, Al bayrağımızdaki al rengi canlarıyla bedel ödeyerek veren Alevi kahramanları anlatıyor.
Ben Aleviyim. Sünni de benim. Ben aslında Kürt'üm. Ben Arap'ım da. Ben Türk'üm. Ben senim, sen de bensin. Ben biziz, biz vatanız. Biz hepimiz insanız. Biz Hz. Âdem ve Hz. Havva'nın evlatlarıyız; renkleri ayrı, dilleri ayrı olsa da biz insanız. Ay yıldızlı bayrağa al rengini veren biziz. Bu vatan hepimizin… Sonsuza kadar nazlı nazlı dalgalanacaksın Ay yıldızlı bayrağım. Vatan sağ olsun, milletimiz var olsun, kardeşliğimiz sonsuza kadar daim olsun.
Ya Allah, Ya Muhammed, Ya Ali
La Feta İlla Ali, La Seyfe İlla Zülfikar”
“Tut ki Ali'den miras kaldı sana Zülfikâr, sende Ali'nin yüreği yoksa Zülfikâr neye yarar?”
Yüce Allah'ın aslanı Hz. Ali'nin izinden yürüyen İstihbaratçı Hidayet'in,Alevi olduğu için bir türlü kavuşamadığı, kara sevdaya tutulduğu Lütfiye ve Hidayet aşkını ve mesleki hayatında mezhebi nedeniyle karşılaştığı zorlukları anlatan sürükleyici macera romanı.
Çorumun Mecitözü ilçesinde başlayan, vatan aşkı ile yanan üç kafadar Alevi gencin, vatana hizmet etmek için asker olarak çıktıkları serüveni ve sonrasında Hidayet'in İstihbarata katılmasıyla kahramanın yaşadığı maceralarını konu ediniyor. Çorum, Ankara, Samsun ve Diyarbakır'da yaşanan, zamanın OHAL bölgesindeki olayları anlatan romanımız; Hidayet'in Samsun'da Derinciler ile mücadeleye başlamasıyla, devamında Diyarbakır'da Kahraman Emniyet Müdürü Gaffar Baba'nın verdiği emir ve talimatlarla, Derin paralel devlet yapılanması ve terör örgütlerine karşı amansız mücadelelerini konu ediniyor. Romana İstihbaratçı Nida Öğretmen'in girmesiyle kadınlarımızın sahadaki görevlerinin önemi vurgulanıyor. Gerçek yaşanmış hikâyelerden kurgulanan romanımız,Alevilere karşı yanlış bilinenlerin ve önyargıların yıkıldığı, Alevilerin bu vatanın mayası ve tuzu olduğu, Al bayrağımızdaki al rengi canlarıyla bedel ödeyerek veren Alevi kahramanları anlatıyor.
Ben Aleviyim. Sünni de benim. Ben aslında Kürt'üm. Ben Arap'ım da. Ben Türk'üm. Ben senim, sen de bensin. Ben biziz, biz vatanız. Biz hepimiz insanız. Biz Hz. Âdem ve Hz. Havva'nın evlatlarıyız; renkleri ayrı, dilleri ayrı olsa da biz insanız. Ay yıldızlı bayrağa al rengini veren biziz. Bu vatan hepimizin… Sonsuza kadar nazlı nazlı dalgalanacaksın Ay yıldızlı bayrağım. Vatan sağ olsun, milletimiz var olsun, kardeşliğimiz sonsuza kadar daim olsun.