#smrgKİTABEVİ Ali Emiri Efendi ve Dünyası: Fermanlar, Beratlar, Hatlar, Kitaplar (Millet Yazma Eser Kütüphanesi'nden Bir Seçme) = Ali Emiri Efendi and his World. Fermans, Berats, Calligraphies, Books (A Selection from the Millet Manuscript Library) - 2007
Osmanlı taşrasının önde gelen merkezlerinden Diyarbakır'da doğdu. Düzenli bir eğitim görmedi. Taşrada görev yapan bütün Tanzimat memurları gibi ömrü, imparatorluk coğrafyasını bir uçtan diğerine adımlamakla geçti. Gittiği her yerde kaderine terkedilen nadide kitapları topladı. Elde edemediklerini bizzat kendisi kopya ederek kaybolmaktan kurtardı. Kitaplar onun için bir koleksiyon malzemesi değil, okunarak geçmişi keşfetmenin birer aracıydı.
Yaşadığı çağın modernleşme hareketlerine fazla ilgi duymadı. En büyük tutkusu, Osmanlı-Türk geçmişini yeni kuşaklara tanıtmaktı. Bunun için Millet Kütüphanesi'ni kurdu ve kitaplarını milletine bağışladı.
Ali Emîrî Efendi, şair, tarihçi, biyografi yazarı ve yayıncıydı. Dîvânu Lugâti't-Türk'ü keşfeden bir kitap meraklısı olarak tanındı. Hiç evlenmedi, hiç fotoğraf çektirmedi ve Beyoğlu'na hiç adım atmadı. Hayatını kitapları ve kedileriyle geçirdi.
Geçmişin kültür mirasının, özellikle de bu mirasın kolayca yok olabilecek bazı kırılgan parçalarının zamanın tahribine uğramadan günümüze ulaşabilmiş olmasını, bütün hayatlarını bu nesneleri toplamaya, korumaya ve gelecek kuşaklara aktarmaya adamış bir dizi adsız kahramana borçluyuzdur çoğunlukla. Geçmiş dönemlerin birçok önemli ürünü, bu değerbilir insanlar sayesinde savaşlardan, yıkımlardan ya da doğal afetlerden kurtulmuş ve yüzyılların menzillerini sağ salim katedip, günümüzün modern müze ya da kütüphane koleksiyolarında yerlerini almışlardır.
Pera Müzesi ve İstanbul Araştırmaları Enstitüsü salonlarında iki bölüm halinde açılan Ali Emiri Efendi ve Dünyası sergisi, işte bu insanlardan birinin sıradışı serüvenine ışık tutan bir sergi. Çöken imparatorluğun yıkıntıları arasından toplayıp yaşamı boyunca titizlikle koruduğu, sonra da kendi kurduğu Millet Kütüphanesi'ne bağışladığı ferman, kitap ve hatların yanısıra Ali Emiri Efendi'nin "kültür insanı" kimliğini öne çıkaran özel eşya ve belgeleri arasından yapılmış bu derleme, onun tutkuyla bağlandığı bir dünyaya heyecan verici bir yolculuk niteliği taşıyor.
The Ali Emîrî Efendi and his World exhibition sheds light to his unconventional adventure. Through the imperial edicts, books and calligraphic works he excavated from the debris of a deteriorationg empire, and subsequently preserved and donated to the "Millet Library" he established, as well as a selection of his personal belongings and documents, we encounter the persona of Emîrî Efendi as a 'culture man' and journey into a world he was passionately connected to.
If the cultural inheritance of the past, particularly the fragile and perishable pieces of this inheritance -such as books, documents, manuscripts or photographs- miraculosly manage to survive until the present day, it is mostly through the efforts of a number of nameless hereos, who dedicate their entire lives to the collection, preservation and transmission of these objects to future generations. Thanks to these men, who recognize and appreciate their value, many priceless works of the past have withstood wars, destructions or natural disasters, transcending centuries to assume their places in today's contemporary museums and library collections.
The Ali Emiri Efendi and his World exhibition we are hosting in two sections, in the halls of Pera Museum and Istanbul Research Institute today, sheds light to the unconventional adventure of such a man. Through the imperial edicts, books and calligraphic works he excavated from the debris of a deteriorating empire, and subsequently preserved and donated to the Millet Library he established, as a selection of his personal belonging and documents, we encounter the persona of Emiri Efendi as a "culture man" and journey into a world he was passionately connected to.
Osmanlı taşrasının önde gelen merkezlerinden Diyarbakır'da doğdu. Düzenli bir eğitim görmedi. Taşrada görev yapan bütün Tanzimat memurları gibi ömrü, imparatorluk coğrafyasını bir uçtan diğerine adımlamakla geçti. Gittiği her yerde kaderine terkedilen nadide kitapları topladı. Elde edemediklerini bizzat kendisi kopya ederek kaybolmaktan kurtardı. Kitaplar onun için bir koleksiyon malzemesi değil, okunarak geçmişi keşfetmenin birer aracıydı.
Yaşadığı çağın modernleşme hareketlerine fazla ilgi duymadı. En büyük tutkusu, Osmanlı-Türk geçmişini yeni kuşaklara tanıtmaktı. Bunun için Millet Kütüphanesi'ni kurdu ve kitaplarını milletine bağışladı.
Ali Emîrî Efendi, şair, tarihçi, biyografi yazarı ve yayıncıydı. Dîvânu Lugâti't-Türk'ü keşfeden bir kitap meraklısı olarak tanındı. Hiç evlenmedi, hiç fotoğraf çektirmedi ve Beyoğlu'na hiç adım atmadı. Hayatını kitapları ve kedileriyle geçirdi.
Geçmişin kültür mirasının, özellikle de bu mirasın kolayca yok olabilecek bazı kırılgan parçalarının zamanın tahribine uğramadan günümüze ulaşabilmiş olmasını, bütün hayatlarını bu nesneleri toplamaya, korumaya ve gelecek kuşaklara aktarmaya adamış bir dizi adsız kahramana borçluyuzdur çoğunlukla. Geçmiş dönemlerin birçok önemli ürünü, bu değerbilir insanlar sayesinde savaşlardan, yıkımlardan ya da doğal afetlerden kurtulmuş ve yüzyılların menzillerini sağ salim katedip, günümüzün modern müze ya da kütüphane koleksiyolarında yerlerini almışlardır.
Pera Müzesi ve İstanbul Araştırmaları Enstitüsü salonlarında iki bölüm halinde açılan Ali Emiri Efendi ve Dünyası sergisi, işte bu insanlardan birinin sıradışı serüvenine ışık tutan bir sergi. Çöken imparatorluğun yıkıntıları arasından toplayıp yaşamı boyunca titizlikle koruduğu, sonra da kendi kurduğu Millet Kütüphanesi'ne bağışladığı ferman, kitap ve hatların yanısıra Ali Emiri Efendi'nin "kültür insanı" kimliğini öne çıkaran özel eşya ve belgeleri arasından yapılmış bu derleme, onun tutkuyla bağlandığı bir dünyaya heyecan verici bir yolculuk niteliği taşıyor.
The Ali Emîrî Efendi and his World exhibition sheds light to his unconventional adventure. Through the imperial edicts, books and calligraphic works he excavated from the debris of a deteriorationg empire, and subsequently preserved and donated to the "Millet Library" he established, as well as a selection of his personal belongings and documents, we encounter the persona of Emîrî Efendi as a 'culture man' and journey into a world he was passionately connected to.
If the cultural inheritance of the past, particularly the fragile and perishable pieces of this inheritance -such as books, documents, manuscripts or photographs- miraculosly manage to survive until the present day, it is mostly through the efforts of a number of nameless hereos, who dedicate their entire lives to the collection, preservation and transmission of these objects to future generations. Thanks to these men, who recognize and appreciate their value, many priceless works of the past have withstood wars, destructions or natural disasters, transcending centuries to assume their places in today's contemporary museums and library collections.
The Ali Emiri Efendi and his World exhibition we are hosting in two sections, in the halls of Pera Museum and Istanbul Research Institute today, sheds light to the unconventional adventure of such a man. Through the imperial edicts, books and calligraphic works he excavated from the debris of a deteriorating empire, and subsequently preserved and donated to the Millet Library he established, as a selection of his personal belonging and documents, we encounter the persona of Emiri Efendi as a "culture man" and journey into a world he was passionately connected to.