Gurbette, çay sohbetlerinin yapıldığı merdiven altı mekanlarda başlayan ilk dernekleşme çabaları, göçün onuncu yılından itibaren Cuma ve bayram namazları için mekan ayarlanması gibi daha profesyonel birlikteliklerle kurumsallaşmaya dönüştü. Özellikle 1973'ten sonraki aile birleşmeleriyle işgücü göçünün, sosyal göçe evrilmesiyle Türkler artık Almanya'da kalıcı olduklarını kabullenmeye başladılar. Yeni nesillerin Alman toplumunda kaybolmaması için bugün sayıları binlerle ifade edilen sivil toplum kuruluşları Almanya her köşesinde faaliyet gösterir hale geldiler.
Şehir Yayınları tarafından göçün 50. yılında okuyucuyla buluşturulan Yusuf Adıgüzel'in "Yeni Vatanda Dini ve İdeolojik Yapılanma, Almanya'daki Türk Kuruluşları" başlıklı kitabında, Almanya'daki Türk göçmenlerin kurduğu sivil toplum kuruluşlarını tüm yönleriyle ele alıyor. Adıgüzel kitabın önemini "Almanya Türkleri" konusunun sosyal bilimciler açısından oldukça mümbit bir alan olmasına rağmen çok fazla üzerinde durulmayan dini ve siyasi yapılanmalar olarak belirtiyor. Kitap Türkiye kökenlilerin ortaya çıkardıkları sivil yapılanmaların kronolojik gelişimini ayrıntılı biçimde inceliyor. Diyanet, Milli Görüş, Süleymen Efendi Cemaati, Ülkücüler ve Aleviler gibi temsil gücü yüksek sekiz cemaat ve kuruluşa odaklanan çalışma, bu cemaat ve kuruluşların faaliyetleri, teşkilatlanma biçimleri ve misyonlarının yanısıra kimlik, Avrupa Birliği, vatandaşlık, din dersleri gibi tartışmalı konulardaki yaklaşımlarına da yer veriyor.
Yusuf Adıgüzel'in kaleme aldığı ve Şehir Yayınları Sosyoloji dizisinden çıkan "Yeni Vatanda Dini ve İdeolojik Yapılanma, Almanya'daki Türk Kuruluşları" kitabı 1961'de başlayan 50 yıllık maceranın nasıl evrildiğini görmek açısından da "belgesel" niteliğinde bir çalışma.
Gurbette, çay sohbetlerinin yapıldığı merdiven altı mekanlarda başlayan ilk dernekleşme çabaları, göçün onuncu yılından itibaren Cuma ve bayram namazları için mekan ayarlanması gibi daha profesyonel birlikteliklerle kurumsallaşmaya dönüştü. Özellikle 1973'ten sonraki aile birleşmeleriyle işgücü göçünün, sosyal göçe evrilmesiyle Türkler artık Almanya'da kalıcı olduklarını kabullenmeye başladılar. Yeni nesillerin Alman toplumunda kaybolmaması için bugün sayıları binlerle ifade edilen sivil toplum kuruluşları Almanya her köşesinde faaliyet gösterir hale geldiler.
Şehir Yayınları tarafından göçün 50. yılında okuyucuyla buluşturulan Yusuf Adıgüzel'in "Yeni Vatanda Dini ve İdeolojik Yapılanma, Almanya'daki Türk Kuruluşları" başlıklı kitabında, Almanya'daki Türk göçmenlerin kurduğu sivil toplum kuruluşlarını tüm yönleriyle ele alıyor. Adıgüzel kitabın önemini "Almanya Türkleri" konusunun sosyal bilimciler açısından oldukça mümbit bir alan olmasına rağmen çok fazla üzerinde durulmayan dini ve siyasi yapılanmalar olarak belirtiyor. Kitap Türkiye kökenlilerin ortaya çıkardıkları sivil yapılanmaların kronolojik gelişimini ayrıntılı biçimde inceliyor. Diyanet, Milli Görüş, Süleymen Efendi Cemaati, Ülkücüler ve Aleviler gibi temsil gücü yüksek sekiz cemaat ve kuruluşa odaklanan çalışma, bu cemaat ve kuruluşların faaliyetleri, teşkilatlanma biçimleri ve misyonlarının yanısıra kimlik, Avrupa Birliği, vatandaşlık, din dersleri gibi tartışmalı konulardaki yaklaşımlarına da yer veriyor.
Yusuf Adıgüzel'in kaleme aldığı ve Şehir Yayınları Sosyoloji dizisinden çıkan "Yeni Vatanda Dini ve İdeolojik Yapılanma, Almanya'daki Türk Kuruluşları" kitabı 1961'de başlayan 50 yıllık maceranın nasıl evrildiğini görmek açısından da "belgesel" niteliğinde bir çalışma.