Metaverse kavramının ne olduğuna ilişkin muğlaklık halen bir sis örtüsü gibi tartışmanın üzerine çökmüş durumdadır. Hegel'in “Minerva'nın baykuşu alacakaranlıkta uçar” sözü bu noktada anlam kazanıyor. Teknoloji, düşünceye fırsat vermeksizin hükmünü sürer ve hayatı ortaya çıkarır. Yapılar, kurumlar, zihinler ve insan tipolojileri buna göre şekillenir. Düşünce bütün bu yaşananlar üzerine faaliyet göstermeye başlar. Bilgeliğin sembolü olan Minerva'nın baykuşu bu yüzden, her şey geçtikten ve teknoloji hükmünü sürdükten sonra ortaya çıkar. Bu çalışma Metaverse'ün ne olduğunu anlama yolunda biraz erken uçurulmaya çalışılmış bir baykuştur.
Eksiklikleri ve kusurlarıyla bu çalışma, Türkiye'de Metaverse hakkında iletişim disiplini ve bu disiplinle ilgili alanları da içerisinde barındıran ilk editoryal kitap çalışmasıdır. On beş metnin yer aldığı bu kitapta; mevcut Metaverse platformlarının durumuna ilişkin bir metinle başlıyor. Metaverse'yi sosyolojik bir tahlille ele alan çalışmayı neuralink, nöroteknolojiler ve algoritmik yönetim ile dijital okur yazarlıkla ilgili iki adet çalışma takip ediyor. Biri ruh sağlığına olan olası etkiler; diğeri ise duygusal ve ikili ilişkiler olmak üzere Metaverse ve psikoloji ilişkisine dair iki metinden hemen sonra meselenin sanat boyutuyla olan durumu tartışılmıştır. Katılım temelli sanat, sinema ve gerçeklik çerçevesinde yürütülen Metaverse ve sanat tartışmasını içeren metinlerden sonra gazeteciliğin Metaverse ile olan sürükleyici dönüşümü, teknoloji ve modanın Metaverse'de yansımalarını ele alan üç metin geliyor. Metaverse ve etik sorunlar, Metaverse ve güvenlik ve Metaverse'ün hukuki boyutlarının yer aldığı son metinler ile ilk cilt “Kavramsal Tartışmalar, Sosyoloji, Psikoloji, Sanat ve Etik” alt başlığıyla tamamlanmış oluyor.