Futbol bir algı oyunu değildir, futbol bir bilgi oyunudur… Nedenlerini sıralama gereği duymuyorum ama çok istenirse Almanya milli takımının son dünya kupasındaki başarılarına bakılabilir. Arkasındaki bilgiyi görmekte zorlanacağımız bir başarıdır. Bilgi yönetimi sürdürülebilir başarının tek yoludur, başarıyı bilgi yönetimi yapmadan sürdürülebilir kılamazsınız. Nitelikli takım yaratamaz, yetenekli futbolcuyu tutamazsınız. Marka olamazsınız, markanız güçlü olmadığı için de, futbolcuya ederinden çok daha fazla para ödemek zorunda kalırsınız, çünkü onun marka değeri, sizin marka değerinizden büyüktür. Bilgiye ihtiyaç duymak ve kullanabilmek entelektüel bir ihtiyaçtır. Maalesef ülkemizde ne yönetici, ne teknik adam, ne de futbolcunun böyle bir ihtiyacı yok! Aksilik kaygısı da yok. Endüstriyel yapıdaki spor artık bilim ile bilgi ile iç içedir, ya bu kullanılır sisteme sahip olunur, ya da bertaraf olunur. Biz şu an ikinci süreç içinde çırpınmaktayız. Sporun Endüstrileşmesi sadece "para" anlamına gelmemektedir. Analitik anlamda ki sonuçlar bizim ne olduğumuzdan ziyade ne olmadığımızın kanıtıdır. İşte bu kitaptaki değerler de maalesef bizim olamadıklarımızın mükemmel (!) karşılığıdır.
Şu an futbolun içindekiler için sıkıntı yaratan kitap, futbol için bir kanıt niteliğinde belgedir. - Müslüm Gülhan, Haliç Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Müdürü
POSTMODERN ÇAĞIN SEKÜLER DİNİ; FUTBOL: "11 kişilik bir takım oyunundan bugün milyonları peşinden sürükleyen, izahı zor bir tutkuya dönüşen bir fenomen. Dev bir endüstri, büyülü bir dünya. Seküler bir din âdeta futbol. İkamesi olmayan bu tutku, hızla endüstriyelleşen, "show business"a dönüşen yapısı, iletişim teknolojileri ve popüler kültürün diğer araçlarının yardımıyla hiçbir sporun olmadığı kadar hızla küreselleşmekte ve yeni aktörlerle daha büyük rakamlarla yönetilmekte. Bu yüzden de bir çoğuna göre futbolun küreselleşmesi ve endüstriyelleşmesi güzel oyun"u bitiriyor. Futbolun göz ardı edilmiş matematiksel ve istatistiksel yanına rasyonel verilerle temas eden bu çalışma, okuyucuya hem sektörün bilinmeyenlerini sunacak hem de futbolun adaletini sorgulatacak… Ve Simon Kuper'in o meşhur sözünü yeniden hatırlatacak. "Futbol, asla sadece futbol değildir." - Sema Tuğçe Dikici, Yazar
Futbol bir algı oyunu değildir, futbol bir bilgi oyunudur… Nedenlerini sıralama gereği duymuyorum ama çok istenirse Almanya milli takımının son dünya kupasındaki başarılarına bakılabilir. Arkasındaki bilgiyi görmekte zorlanacağımız bir başarıdır. Bilgi yönetimi sürdürülebilir başarının tek yoludur, başarıyı bilgi yönetimi yapmadan sürdürülebilir kılamazsınız. Nitelikli takım yaratamaz, yetenekli futbolcuyu tutamazsınız. Marka olamazsınız, markanız güçlü olmadığı için de, futbolcuya ederinden çok daha fazla para ödemek zorunda kalırsınız, çünkü onun marka değeri, sizin marka değerinizden büyüktür. Bilgiye ihtiyaç duymak ve kullanabilmek entelektüel bir ihtiyaçtır. Maalesef ülkemizde ne yönetici, ne teknik adam, ne de futbolcunun böyle bir ihtiyacı yok! Aksilik kaygısı da yok. Endüstriyel yapıdaki spor artık bilim ile bilgi ile iç içedir, ya bu kullanılır sisteme sahip olunur, ya da bertaraf olunur. Biz şu an ikinci süreç içinde çırpınmaktayız. Sporun Endüstrileşmesi sadece "para" anlamına gelmemektedir. Analitik anlamda ki sonuçlar bizim ne olduğumuzdan ziyade ne olmadığımızın kanıtıdır. İşte bu kitaptaki değerler de maalesef bizim olamadıklarımızın mükemmel (!) karşılığıdır.
Şu an futbolun içindekiler için sıkıntı yaratan kitap, futbol için bir kanıt niteliğinde belgedir. - Müslüm Gülhan, Haliç Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Müdürü
POSTMODERN ÇAĞIN SEKÜLER DİNİ; FUTBOL: "11 kişilik bir takım oyunundan bugün milyonları peşinden sürükleyen, izahı zor bir tutkuya dönüşen bir fenomen. Dev bir endüstri, büyülü bir dünya. Seküler bir din âdeta futbol. İkamesi olmayan bu tutku, hızla endüstriyelleşen, "show business"a dönüşen yapısı, iletişim teknolojileri ve popüler kültürün diğer araçlarının yardımıyla hiçbir sporun olmadığı kadar hızla küreselleşmekte ve yeni aktörlerle daha büyük rakamlarla yönetilmekte. Bu yüzden de bir çoğuna göre futbolun küreselleşmesi ve endüstriyelleşmesi güzel oyun"u bitiriyor. Futbolun göz ardı edilmiş matematiksel ve istatistiksel yanına rasyonel verilerle temas eden bu çalışma, okuyucuya hem sektörün bilinmeyenlerini sunacak hem de futbolun adaletini sorgulatacak… Ve Simon Kuper'in o meşhur sözünü yeniden hatırlatacak. "Futbol, asla sadece futbol değildir." - Sema Tuğçe Dikici, Yazar