Benim hayallerim hep sayısız ve sınırsız oldu, doğal olarak da birçoğu sadece hayal olarak kaldı ama bu sayede ben de gerçekleşenlerin kıymetini bilmeyi öğrendim.
Elinizde tutmakta olduğunuz kayıt, üniversite yıllarımdan beri kafamın takıldığı, gönlümün meylettiği, dinledikçe keyiflendiğim ama söylemekten büyük haz duyacağım bir hayalin gerçekleştiğinin kanıtıdır.
Benzer coğrafya, benzer gelenekler, benzer duygular, benzer fiziksel özellikler, benzer damak zevki ve doğal olarak benzer müzikler... Sadece iki farklı dilde... Ama çoğu zaman sözleri anlamaya dahi gerek yok çünkü melodinin ruha işleyişi yetiyor insana. Yıllarca aklımı ve yüreğimi işgal etti bu şarkılar, iç içe geçmiş hüzünler, sevinçler, derdini anlatan ezgiler ve her koşulda sınırları aşan özgür ama göçmen şarkılar...
Bir taraftan bu tınılar hafızamın derinliklerinde dans ederken, diğer taraftan profesyonel müzik hayatımın 10. yılını nasıl kutlasam diye için için düşüncelere dalmıştım, birden bundan daha iyi bir fırsat olmayacağı hissine kapıldım ve 10. yılımı çalışarak kutlamaya karar verdim.
İşe ilk önce üniversitede okuduğum Antik Yunanca bilgilerimi tazelemek üzere yunanca dersi almakla koyuldum.
Dedim ya, şansa hep ihtiyaç vardır; işte o şans, Etnomüzikoloji doktorası için Türk müziklerini araştırmak üzere bir süreliğine İstanbul'a gelen Sophia ile beni buluşturmayı başardı, üstelik de Sophia karşıma önce bir Yunanca hocası olarak çıktı, gerisini tahmin etmek sanırım zor değil.
Dilimizi gayet iyi konuşan Sophia, yılların birikimine yaklaşık 9 ay süren bir araştırmayı da katarak her iki yakanın ortak şarkılarını ve onların hikayelerini içeren geniş kapsamlı bir arşiv çalışması gerçekleştirdi.
Yapım aşamasında ise, aramıza yeni katılanlar olmakla beraber, bu projenin altından da yine eski dostlarla kalktık. Aslında bugüne kadar tüm çalışmalarımı keyfini çıkararak yaptım ama bu seferki hepimiz için bir başka eğlenceli oldu. Parçalan kayıt ederken herkesin omuzlan oynadığı gibi aramızda dayanamayıp ayağa kalkanlar ve çalışmaya dans ederek devam edenlerimiz de oldu. Kısacası biz, emeği gecen herkes, bu sarkılan 2005 yılında tekrar yorumladığımız ve kayıt ettiğimiz için çok mutlu olduk.
Uzun araştırmalar ve büyük emeklerin sonucunda ortaya çıkmış bu çalışma söyleyen ve dinleyen herkese ait olmuş hatta sahiplerinin göçüne katılmış şarkıların kayıt altına alınmasından ibarettir ve kökleri çok derinlere varan bir kültürel tarihin muhtemelen sadece birkaç satırını oluşturabilir.
Bana hayallerimi gerçekleştirecek gücü veren dostlarım olduğu için,
Kendimi müzikle ifade etme şansını yakaladığım için,
Hayallerimi ve müziğimi paylaşabildiğim için,
10 yıldır hayata teşekkür etmediğim bir gün dahi yok..- Candan Erçetin (Önsözden)
Benim hayallerim hep sayısız ve sınırsız oldu, doğal olarak da birçoğu sadece hayal olarak kaldı ama bu sayede ben de gerçekleşenlerin kıymetini bilmeyi öğrendim.
Elinizde tutmakta olduğunuz kayıt, üniversite yıllarımdan beri kafamın takıldığı, gönlümün meylettiği, dinledikçe keyiflendiğim ama söylemekten büyük haz duyacağım bir hayalin gerçekleştiğinin kanıtıdır.
Benzer coğrafya, benzer gelenekler, benzer duygular, benzer fiziksel özellikler, benzer damak zevki ve doğal olarak benzer müzikler... Sadece iki farklı dilde... Ama çoğu zaman sözleri anlamaya dahi gerek yok çünkü melodinin ruha işleyişi yetiyor insana. Yıllarca aklımı ve yüreğimi işgal etti bu şarkılar, iç içe geçmiş hüzünler, sevinçler, derdini anlatan ezgiler ve her koşulda sınırları aşan özgür ama göçmen şarkılar...
Bir taraftan bu tınılar hafızamın derinliklerinde dans ederken, diğer taraftan profesyonel müzik hayatımın 10. yılını nasıl kutlasam diye için için düşüncelere dalmıştım, birden bundan daha iyi bir fırsat olmayacağı hissine kapıldım ve 10. yılımı çalışarak kutlamaya karar verdim.
İşe ilk önce üniversitede okuduğum Antik Yunanca bilgilerimi tazelemek üzere yunanca dersi almakla koyuldum.
Dedim ya, şansa hep ihtiyaç vardır; işte o şans, Etnomüzikoloji doktorası için Türk müziklerini araştırmak üzere bir süreliğine İstanbul'a gelen Sophia ile beni buluşturmayı başardı, üstelik de Sophia karşıma önce bir Yunanca hocası olarak çıktı, gerisini tahmin etmek sanırım zor değil.
Dilimizi gayet iyi konuşan Sophia, yılların birikimine yaklaşık 9 ay süren bir araştırmayı da katarak her iki yakanın ortak şarkılarını ve onların hikayelerini içeren geniş kapsamlı bir arşiv çalışması gerçekleştirdi.
Yapım aşamasında ise, aramıza yeni katılanlar olmakla beraber, bu projenin altından da yine eski dostlarla kalktık. Aslında bugüne kadar tüm çalışmalarımı keyfini çıkararak yaptım ama bu seferki hepimiz için bir başka eğlenceli oldu. Parçalan kayıt ederken herkesin omuzlan oynadığı gibi aramızda dayanamayıp ayağa kalkanlar ve çalışmaya dans ederek devam edenlerimiz de oldu. Kısacası biz, emeği gecen herkes, bu sarkılan 2005 yılında tekrar yorumladığımız ve kayıt ettiğimiz için çok mutlu olduk.
Uzun araştırmalar ve büyük emeklerin sonucunda ortaya çıkmış bu çalışma söyleyen ve dinleyen herkese ait olmuş hatta sahiplerinin göçüne katılmış şarkıların kayıt altına alınmasından ibarettir ve kökleri çok derinlere varan bir kültürel tarihin muhtemelen sadece birkaç satırını oluşturabilir.
Bana hayallerimi gerçekleştirecek gücü veren dostlarım olduğu için,
Kendimi müzikle ifade etme şansını yakaladığım için,
Hayallerimi ve müziğimi paylaşabildiğim için,
10 yıldır hayata teşekkür etmediğim bir gün dahi yok..- Candan Erçetin (Önsözden)