Dürzîler, sahip oldukları inançlar sebebiyle el-Hâkim bi-Emrillahın ölümünden sonra gerek devlet ve gerekse içerisinde yaşadıkları toplumlar tarafından ciddi baskılara maruz kalmışlardır. Fırka mensupları bu baskılardan kurtulmak gayesiyle inançlarını ve kimliklerini gizlemeyi esas alan sırrîlik (gizlilik) prensibini uygulamaya geçirmişlerdir. Bu prensibin bir gereği olarak da Dürzi Kutsal Metinleri olan Resailül-Hikme özel mahfillerde gizlenerek insanların ulaşması engellenmiştir. Tarihsel süreç içerisinde gelişen bazı olaylar kutsal metinlerin gün yüzüne çıkmasına ve sırrîlik prensibinin esnetilmesine sebep olmuştur. M. 1838 yılında, Ibrahim Paşanın Dürzîlerin yoğun olduğu Vadit-Teym bölgesini işgali ve askerlerin Dürzi halvetlerine girmeleri sonucunda kutsal risaleler ele geçirilmiş ve batılı araştırmacılar tarafından satın alınarak ülkelerine götürülmüştür. Bunun neticesinde fırkaya karşı duyulan ilgi artmış, günümüze kadar pek çok araştırma neşredilmiştir.
Üzülerek belirtmeliyiz ki batı ilim havzasında meydana gelen bu gelişmelere karşı gerek Osmanlı ve gerekse Cumhuriyet Türkiyesinde fırka hakkında yapılan çalışmalar makale ve ansiklopedi maddesinden ileri gidememiştir. Ülkemizdeki ilk akademik çalışma elinizdeki eserin yazarı tarafından Dürzîlik, Doğuşu ve Temel Prensipleri adıyla Yüksek Lisans seviyesinde yapılmış; Suriyede kaldığı dönem zarfında ana kaynaklara ulaşan yazar Doktora çalışmasını da Resailül-Hikmeye Göre Dürzî Inanç Esasları ismiyle aynı konuda tamamlamıştır.
Bu çalışma, yüzyıllar boyunca gizemini koruyan ve bu sebeple halkımız arasında olumsuz manada farklı isnatlara maruz kalan Dürzîliği ana kaynaklarına dayanarak ortaya koymayı ve halkımızı fırkanın ortaya çıkışı ve inançları hakkında bilgilendirmeyi amaçlamaktadır. (Arka Kapak)
Dürzîler, sahip oldukları inançlar sebebiyle el-Hâkim bi-Emrillahın ölümünden sonra gerek devlet ve gerekse içerisinde yaşadıkları toplumlar tarafından ciddi baskılara maruz kalmışlardır. Fırka mensupları bu baskılardan kurtulmak gayesiyle inançlarını ve kimliklerini gizlemeyi esas alan sırrîlik (gizlilik) prensibini uygulamaya geçirmişlerdir. Bu prensibin bir gereği olarak da Dürzi Kutsal Metinleri olan Resailül-Hikme özel mahfillerde gizlenerek insanların ulaşması engellenmiştir. Tarihsel süreç içerisinde gelişen bazı olaylar kutsal metinlerin gün yüzüne çıkmasına ve sırrîlik prensibinin esnetilmesine sebep olmuştur. M. 1838 yılında, Ibrahim Paşanın Dürzîlerin yoğun olduğu Vadit-Teym bölgesini işgali ve askerlerin Dürzi halvetlerine girmeleri sonucunda kutsal risaleler ele geçirilmiş ve batılı araştırmacılar tarafından satın alınarak ülkelerine götürülmüştür. Bunun neticesinde fırkaya karşı duyulan ilgi artmış, günümüze kadar pek çok araştırma neşredilmiştir.
Üzülerek belirtmeliyiz ki batı ilim havzasında meydana gelen bu gelişmelere karşı gerek Osmanlı ve gerekse Cumhuriyet Türkiyesinde fırka hakkında yapılan çalışmalar makale ve ansiklopedi maddesinden ileri gidememiştir. Ülkemizdeki ilk akademik çalışma elinizdeki eserin yazarı tarafından Dürzîlik, Doğuşu ve Temel Prensipleri adıyla Yüksek Lisans seviyesinde yapılmış; Suriyede kaldığı dönem zarfında ana kaynaklara ulaşan yazar Doktora çalışmasını da Resailül-Hikmeye Göre Dürzî Inanç Esasları ismiyle aynı konuda tamamlamıştır.
Bu çalışma, yüzyıllar boyunca gizemini koruyan ve bu sebeple halkımız arasında olumsuz manada farklı isnatlara maruz kalan Dürzîliği ana kaynaklarına dayanarak ortaya koymayı ve halkımızı fırkanın ortaya çıkışı ve inançları hakkında bilgilendirmeyi amaçlamaktadır. (Arka Kapak)