Medrese yapısı içe dönük bir mimarî gösterir. Dış kitlesinde belirli bir düzen bulunmaz; fakat iç mekânı dörtgen bir avlu etrafında tertiplenmiş ve bir ile dört arasında eyvanla zenginleştirilmiştir. Anadolu medreseleri kitle biçimi bakımından açık-avlulu ve kapalı-avlulu olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Her iki gruba ait tipleri Orta Asya'ya götürmek mümkündür. Açık-avlulu medrese örneklerini İslâm dünyasının her tarafında bulmamız yanında orta avlusu bir kubbeyle örtülü olan medrese tipinin özellikle Anadolu'da geliştiğine şahit oluyoruz. Anadolu'da mevcudiyetini bildiğimiz en eski medreselerin kapalı-avlulu medreseler olması kapalıavlulu medresenin sanıldığı gibi açık-avlulu medresenin daha sonra geliştirilmiş bir türü olmayıp onunla birlikte ve belki de ondan daha önce ortaya çıkmış ve muhtemelen avlusu kubbeli Orta Asya evinden mülhem olduğuna işaret eder.
Anadolu medreselerini kitle biçimi bakımından kapalı-avlulu ve açık-avlulu medrese olarak ikiye ayırdık. Bunları iç mekân düzeni bakımından da yine iki gruba ayırmak gerekir. Tek-eksenli ve çapraz-eksenli tipler olarak adlandıracağımız gruplardan birincisinin prototipinde karşılıklı iki eyvan bulunur. Özellikle XIII. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilen monümantal Selçuklu ve İlhanlı medreselerinde görülen çaprazeksenli medrese prototipinde ise avlunun her cephesinin ortasında bir eyvan vardır.
Eyvan sayısının medresede temsil edilen mezheb sayısıyla ilişkisi olduğunu sanmıyoruz. Hiç olmazsa Anadolu medreseleri için böyle bir ilinti bahis konusu değildir. Öte yandan, medresenin mimarî düzeni eyvan-avlu ilişkisinden vücud bulur. Dolayısiyle medresenin temel bina elemanları avlu ile eyvandır ve Anadolu medrese mimarisinin tiplendirilmesinde bu iki eleman baş rolü oynar. (Özet'ten)
Medrese yapısı içe dönük bir mimarî gösterir. Dış kitlesinde belirli bir düzen bulunmaz; fakat iç mekânı dörtgen bir avlu etrafında tertiplenmiş ve bir ile dört arasında eyvanla zenginleştirilmiştir. Anadolu medreseleri kitle biçimi bakımından açık-avlulu ve kapalı-avlulu olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Her iki gruba ait tipleri Orta Asya'ya götürmek mümkündür. Açık-avlulu medrese örneklerini İslâm dünyasının her tarafında bulmamız yanında orta avlusu bir kubbeyle örtülü olan medrese tipinin özellikle Anadolu'da geliştiğine şahit oluyoruz. Anadolu'da mevcudiyetini bildiğimiz en eski medreselerin kapalı-avlulu medreseler olması kapalıavlulu medresenin sanıldığı gibi açık-avlulu medresenin daha sonra geliştirilmiş bir türü olmayıp onunla birlikte ve belki de ondan daha önce ortaya çıkmış ve muhtemelen avlusu kubbeli Orta Asya evinden mülhem olduğuna işaret eder.
Anadolu medreselerini kitle biçimi bakımından kapalı-avlulu ve açık-avlulu medrese olarak ikiye ayırdık. Bunları iç mekân düzeni bakımından da yine iki gruba ayırmak gerekir. Tek-eksenli ve çapraz-eksenli tipler olarak adlandıracağımız gruplardan birincisinin prototipinde karşılıklı iki eyvan bulunur. Özellikle XIII. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilen monümantal Selçuklu ve İlhanlı medreselerinde görülen çaprazeksenli medrese prototipinde ise avlunun her cephesinin ortasında bir eyvan vardır.
Eyvan sayısının medresede temsil edilen mezheb sayısıyla ilişkisi olduğunu sanmıyoruz. Hiç olmazsa Anadolu medreseleri için böyle bir ilinti bahis konusu değildir. Öte yandan, medresenin mimarî düzeni eyvan-avlu ilişkisinden vücud bulur. Dolayısiyle medresenin temel bina elemanları avlu ile eyvandır ve Anadolu medrese mimarisinin tiplendirilmesinde bu iki eleman baş rolü oynar. (Özet'ten)