Rahip Gozzi'nin yanındaki ilk eğitiminden sonra, San Cyprianus İlahiyat Okulu'na devam etti. Okuldan kovulunca, bir süre Romalı bir kardinalin hizmetinde çalıştı ve nihayet din adamlığından umudu keserek maceralarla dolu bir hayata atıldı. Kemancılıktan askerliğe, tiyatro oyunculuğundan avukat yardımcılığına, lotaryacılıktan diplomatlığa kadar her işi yaptı. Ama hayatı boyunca asıl ilgisini çeken şey edebiyat ve kadınlar, asıl uğraşı ise kumarbazlık oldu.
Kendisine Seingalt Şövalyesi Jean-Jacques adını yakıştıran Casanova, gittiği her yerde skandallar yaratarak, peşinde alacaklılar bırakarak, Engizisyon'un gazabından kaçarak, Paris'ten Moskova'ya Londra'dan Prag'a Napoli'den Barselona'ya, tüm Avrupa'yı baştan başa kat etti. Bu arada İstanbul ve Korfu'ya kadar da uzandı.
Hayattan zevk almayı her şeyin üstünde tutan ve ayrımsız bütün kadınları seven Casanova yaşlandıkça talihin kendisine sırt çevirdiğini gördü. Kadınlar artık onunla ilgilenmemeye başladı. Soylu çevrelerdeki itibarını kaybetti. Parasız, arkadaşsız ve koruyucusuz kaldı. 1774'te Venedik topraklarına dönmesine izin verilince, bir zamanlar kendisini Piombi zindanlarına kapatan Engizisyon adına casusluk bile yaptı.
Son yıllarında, Kont von Waldstein imdadına yetişerek onu Bohemya'daki Dux Şatosu'na kitaplık görevlisi olarak aldı. Casanova Histoire de ma vie (Hayat Hikâyem) adını verdiği anılarını burada yazmaya başladı.
Casanova hayatı boyunca çok sayıda şiir ve eleştiri yazmış, aralarında İlyada'nın da bulunduğu pek çok eseri İtalyanca'ya çevirmişti. Ama ona asıl ününü kazandıran, hayal ettiğinin tersine, hayat hikâyesi oldu.
Casanova 4 Haziran 1798'de Dux Şatosu'nda öldü. Anılar'ının elyazmalarını, kızkardeşinin torunu Carlo Angiolini'ye bıraktı. Carlo Angiolini toplam 10 ciltten oluşan ve Fransızca yazılmış olan elyazmalarını F.A. Brockhaus Yayınevi'ne sattı. Yayınevi ilk olarak 1822'de kitabın sansürden geçirilmiş Almanca çevirisini yayımladı. Ardından Almanca'dan yapılmış Fransızca çevirisi korsan olarak yayımlandı. Bunun üzerine yayınevi yine sansürden geçirilmiş ve Fransızca'sı düzeltilmiş bir metin yayımladı. Anılar'ın aslı ise yıllarca yayınevinin kasalarında kilitli kaldı. Özgün metin ilk olarak 1960-62'de gün ışığına çıktı. Bu derlemenin hazırlanmasında ve çevirisinde bu metin esas alınmıştır.
Rahip Gozzi'nin yanındaki ilk eğitiminden sonra, San Cyprianus İlahiyat Okulu'na devam etti. Okuldan kovulunca, bir süre Romalı bir kardinalin hizmetinde çalıştı ve nihayet din adamlığından umudu keserek maceralarla dolu bir hayata atıldı. Kemancılıktan askerliğe, tiyatro oyunculuğundan avukat yardımcılığına, lotaryacılıktan diplomatlığa kadar her işi yaptı. Ama hayatı boyunca asıl ilgisini çeken şey edebiyat ve kadınlar, asıl uğraşı ise kumarbazlık oldu.
Kendisine Seingalt Şövalyesi Jean-Jacques adını yakıştıran Casanova, gittiği her yerde skandallar yaratarak, peşinde alacaklılar bırakarak, Engizisyon'un gazabından kaçarak, Paris'ten Moskova'ya Londra'dan Prag'a Napoli'den Barselona'ya, tüm Avrupa'yı baştan başa kat etti. Bu arada İstanbul ve Korfu'ya kadar da uzandı.
Hayattan zevk almayı her şeyin üstünde tutan ve ayrımsız bütün kadınları seven Casanova yaşlandıkça talihin kendisine sırt çevirdiğini gördü. Kadınlar artık onunla ilgilenmemeye başladı. Soylu çevrelerdeki itibarını kaybetti. Parasız, arkadaşsız ve koruyucusuz kaldı. 1774'te Venedik topraklarına dönmesine izin verilince, bir zamanlar kendisini Piombi zindanlarına kapatan Engizisyon adına casusluk bile yaptı.
Son yıllarında, Kont von Waldstein imdadına yetişerek onu Bohemya'daki Dux Şatosu'na kitaplık görevlisi olarak aldı. Casanova Histoire de ma vie (Hayat Hikâyem) adını verdiği anılarını burada yazmaya başladı.
Casanova hayatı boyunca çok sayıda şiir ve eleştiri yazmış, aralarında İlyada'nın da bulunduğu pek çok eseri İtalyanca'ya çevirmişti. Ama ona asıl ününü kazandıran, hayal ettiğinin tersine, hayat hikâyesi oldu.
Casanova 4 Haziran 1798'de Dux Şatosu'nda öldü. Anılar'ının elyazmalarını, kızkardeşinin torunu Carlo Angiolini'ye bıraktı. Carlo Angiolini toplam 10 ciltten oluşan ve Fransızca yazılmış olan elyazmalarını F.A. Brockhaus Yayınevi'ne sattı. Yayınevi ilk olarak 1822'de kitabın sansürden geçirilmiş Almanca çevirisini yayımladı. Ardından Almanca'dan yapılmış Fransızca çevirisi korsan olarak yayımlandı. Bunun üzerine yayınevi yine sansürden geçirilmiş ve Fransızca'sı düzeltilmiş bir metin yayımladı. Anılar'ın aslı ise yıllarca yayınevinin kasalarında kilitli kaldı. Özgün metin ilk olarak 1960-62'de gün ışığına çıktı. Bu derlemenin hazırlanmasında ve çevirisinde bu metin esas alınmıştır.